Öztürk, dünün önlemez hastalığı verem olarak anılan hastalığa yakalananların sayısında günümüzdeki tedavi yöntemleri ile azalma olduğuna dikkat çekti.  
Her yıl 24 Mart’ın Dünya Tüberküloz Günü olduğunu hatırlatan Öztürk, hastalığın tarihçesi hakkında bilgiler aktardı. 
Öztürk, yaptığı açıklamada; “Robert Koch tarafından M. tuberculosis basilinin keşfedildiği gün olan 24 Mart 1882 gününe ithafen 1996 yılından itibaren her yıl 24 Mart tarihinde dünya genelinde “Dünya Tüberküloz Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu kapsamda her yıl olduğu gibi bu yıl da ülkemizde tüberküloz (verem) hastalığı konusunda toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalıkla ilgili dünyada yaşanılan gelişmelerin paylaşılması amacıyla düzenlenen “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” etkinlikleri çerçevesinde bütün yurtta çeşitli faaliyetler yürütülmektedir.
Türkiye’de verem hastası sayıları yıllar içerisinde azalmaktadır. Yeni tespit edilen tüberküloz hasta sayısı her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azalmaktadır. Günümüzde önceki on yıla oranla verem hastası sayısı dörtte bir oranında azalmıştır. 2012 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz hastası sayısı 14.691’dir. Hastaların yüzde 59’u erkek, yüzde 41’i kadındır. Yüzde 64’ünde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 36’sında akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur. Ülkemizde verem hastalarının tedavileri doğrudan gözetim altında uygulanmakta olup yeni vakalarda tedavi başarısı oranları yüzde 90’lardadır” dedi.   
Bireyin ve dolayısıyla toplumun tüberküloz hastalığından korunmasında en önemli husus, tüberküloz hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikâyetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerinin yapılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir” dedi. 
Veremin hava yoluyla bulaşan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlatan Öztürk, şu bilgileri verdi: “Erken tanı, doğru ve etkin tedavi ile verem hastalığından korunmak mümkündür. Verem hastalığından korunmak ve sevdiklerimizi korumak için bazı kurallara dikkat etmemiz gerekir: Öksürürken mutlaka ağzımızı  kapatmalıyız. Kullandığınız mendilleri çöp kutusuna atmalıyız. Ellerinizi sabunla yıkamalıyız. Bulunduğunuz ortamı havalandırmaya özen göstermeliyiz. Verem hastalığının belirtilerini hissettiğinizde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmamız gerekir: İki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi. Düzenli ilaç kullanımı ile veremi durdurabilir ve sevdiklerinize bulaşmasını önleyebiliriz. Verem tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar ücretsizdir: Verem tedavisi gören hastaların tedavisinde kullanılan bütün tüberküloz ilaçları, Bakanlığımızca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara ulaştırılmaktadır. Sağlığınızı korumak için tüberküloz enfeksiyon kontrol önlemlerini almayı unutmayalım. Verem hastalığının bulaşmasını ve toplumda yayılmasını önleyebiliriz.”

Editör: TE Bilişim