Merhaba güzel İnsanlar. Nasılsınız iyimi siniz? iyi ve hayırda sevgiyle coşup bir şelale misali akmanızı Mevla dan diliyorum.
Şu uzun geçen geceler ve soğuk kış günlerinde düşündüm bu köşeyi Rabbimin bana kısmet eylediği bir hikmet ilahisi bilerek. Siz güzel dostlarımıza seslenip aciz hane bir çağrıda bulunayım dedim.
Geçenlerde engelli güzel bir kardeşimizi telefonla aradım. O güzel kardeşimizi telefonla aradığımda rahatsız ettiğimi düşünüyordum. İyi ki de rahatsız!.. etmişim:
-Abi çok bunalıyorum gündüzler soğuk dışarıya çıkamıyorum geceleri de çok uzun sabahlar olmuyor” diye bana sitemle karışık sessiz feryadını!... dinledim.
Gönül ne çay ister ne kahve. Gönül bir sohbet muhabbet ister kahve bahane.
Evet dostlar. Dört duvarın nasıl İnsanı sıkıp boğduğunu ben bilirim. Elinizi uzatıp ta tutamadığınız o mutlulukları nasıl tutulamadığını ben bilirim. Bizler bilgisayar karşısında yani şu yalan ve sanal dünyada birer dostluk bağı kurup acı tatlı sessiz çığlıklar!... atarak sohbetler ediyoruz. Bunun için Rabbimize bu imkanı ve buna benzer imkanları bizlere kısmet ettiği için dua edip ne kadar şükretsek azdır.
Ya buna benzer imkanları bulamayan milyonlarca o güzel İnsanlar!.... Haydi onlara da bizler ulaşalım. Bildiğiniz tanıdığınız. Bir yaşlı İnsan olabilir. Bir engelli dostunuz olabilir. Yada bi r komşunuz olabilir. En azından bir telefon edip:
-Sizi Allah için çok seviyorum” diyebilirsiniz.
Telefon görüşmeleri yaptım. Güzel dua’lar aldım mutluluk çığlıklarını duydum ve gerçekten mutlu oldum çünkü…Ben bunu hep yapıyorum.
Sizleri Allah için çok seviyorum.
Güzel Bir’in, güzel İnsanları. Siz hiç Rahmet sofrasına oturup da aç kalktınız mı?.
Oda nereden çıktı? demeyin oka dar çok güzel bilinen İnsan görüyorum ki. Oturduğu sofranın Rahmetini fark ediyor aç!.. kalktığının farkında değil vah garibime.
Hakkınızı helal edin kusura bakmayın az kalsın biz de Rahmet sofrasından aç kalkacaktık.
Hoş olun ama boş!... olmayın. O kadar boş!... gezenler var ki vah garibime.
Kış aylarını yaşadığımız şu günlerde çok şükür. Çeşit, çeşit yemekler türlü içecekler kısmet edene ne kadar şükretsek azdır.
Siz şükrede durun. Yemekleri özel seçin , şey tatlı nasıl olsun? “fark etmez mi” meşrubat ne marka!.. olsun isterdiniz? yeni çıkan ‘zem, zem’ kolamı. Buyurun için gözümüz yok ,olmadı da olmayacak da. Afiyet olsun.
Affınıza sığınarak. Ben bu sofradan!.. aç kalkıyorum. Yavan ekmeğini gözyaşıyla ıslatarak yalnızlığını “hamd” olsun diyerek kuru ekmeğini bölüşenlerin yanına gidiyorum...
Biliyor musunuz dostlar yavan ekmekte olsa boğazım düğümleniyor. Nefes aldığıma şükrediyorum.
Toprak yollar toz dumandı artık taş oldu.
Çok seviyorum diyenler şimdi yabancı el oldu.
Seher vakti rüzgara. Aşkla ötüşen kuşlara;
Sevgiyle açan güllere imrendim.
Ben Sen’i üç ay değil bir ömür sevdim.
Evet güzel dostlar. Bu bölümde gene Mazluma garibe düşgüne el uzatmanızı hatırlatmak istedim. Bu hatırlatmaları bir görev bildim. Mevla kısmet ettikçe de bu görevime devam edeceğim. Hakkınızı helal edin benim hakkım sizlere helal olsun.
Sizleri o güzel Bir’e Sevgiliye!... emanet ediyorum.
Selam ve dua’larımla.