Uyuşturucu daha çok gençliğimize musallat edilen bir illettir. Bu illetle tanışanların başarılı olma şansı yoktur. Bir ülkenin her şeyi gençliğe bağlıdır. Mutlu ve huzurlu yarınlar; ancak, akıl sağlığı yerinde, kötü alışkanlıkları olmayan temiz bir gençlikle mümkündür. Yarının teminatı olan gençlerimizi uyuşturucudan korumalıyız.
Onları bu tehlikelere karşı uyarmalıyız. Gençlerimiz bizim umudumuz ve geleceğimizdir. Uyuşturucu denen virüs; umudumuz ve geleceğimiz olan gençlerimizin hayatını bir anda söndürür. Geleceğimizin teminatı bireyler uyuşturucu ile birlikte yok olmaya başlarlar; umutlarımız da onlarla birlikte yok olur. Bu ve bunun gibi etkiler, sağlıklı bir ailenin korumasında olmayan gençlerin kendilerini yalnız hissetmelerine ve daha fazla yanlış yapmalarına neden olmaktadır.
Ülkemizde uyuşturucu kullanma oranı hızla artmaktadır... Hatta gençlerimizin özendiği ve hayatlarını her gün takip ettiği ünlülerin de uyuşturucu kullanması gençlerimizi olumsuz etkilemektedir. Uyuşturucu en çok 15-20 yaş arasında kullanılmaktadır. Uyuşturucunun hedef kitlesi; çocuklarımız ve gençlerimizdir. Gençlerimizi bu ve buna benzer tehditlerden korumak için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız; Çünkü yarın kendi çocuklarımız da bir uyuşturucu kurbanı olarak karşımıza çıkabilir.
Uyuşturucunun bir gençte yapacağı tahribat çok büyüktür, işte bunlardan birkaçı: Beyin ve merkezi sinir sisteminde tahribata yol açar. Akıl ve iradeyi devre dışı bırakır. Gençleri dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırır. Delilik, erken bunama, şuur ve hafıza kaybı, felçlere yol açar. Genç yaşta dünya insana zindan olur. Fizik çöker. Moral değerleri yok olur. Uyuşturucu süreklilik arz ederse, intihar arzusu uyandırır. Doz aşımı ölümlere yol açar. Korkular, endişeler, düşünme bozuklukları, ters yorumlar, olmayan düşman icat etmeler başlar. Kalp ve kan arızaları, pıhtılaşma, şekil bozuklukları, kangrenler, karaciğer
Suç işlemeye zemin oluşturur. Sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlara davetiye çıkarır. Bireyi aileden, çevreden ve toplumdan uzaklaştırarak sosyal bir sorun haline getirir.
Uyuşturucu bağımlısını nasıl tanıyacağız? El, kol, bacaklarda siyah lekeli iğne yerleri
Damar veya yüzeye yakın yerlerde şişlik, iltihaplar.Uyuşukluk, uykulu olma durumu, kendinden geçme, dalgınlık, kasıntı, Gözbebeklerinin ölçüsünde değişme,
Ateşe tutmak için sapı arkaya bükülmüş kaşıklar, şırıngalar vb. aletler bulundurmak.
Hırsızlık, ortadan kaybolma, kazanç-harcama dengesizliği. Tanınmayan, kötü çevrede olan arkadaşlarla engellenmeyen bağımlılık
Madde bağımlıları sinirlidir. Enjekte zaman yaklaştığında göz sulanması, hırçınlık, burun akması, ağrı, kaşıntı, titreme, soğuk terleme, esneme ve göz bebeklerinin büyümesi gibi bedensel değişiklikler gözlenir.
Gençlerimize okuma, bilgili olma, sorgulama, seviyeli yaşama kavramlarının aşılanması onları uyuşturucudan ve kötü alışkanlıklardan uzak tutacaktır. Hayata karşı dirençlerini arttıracaktır. Uyuşturucu ve kötü alışkanlıkların gençler arasında gittikçe artış göstermesi anne ve babaları tedirgin etmektedir.
Çocuklarımızı her türlü kötü alışkanlıktan uzak tutacak; her türlü olumsuzluğu yenecek güçte ve iradede yetiştirmeliyiz. Azgın dalgalar karşısında dimdik ayakta durabilen; ne istediğini bilen, aşınmayan kayalar gibi sağlam gençlerin yetişmesine katkıda bulunmak bu ülkeyi seven herkesin birinci ve en önemli görevi olmalıdır.
Çocuk veya genç ilk uyuşturucu kullanımına arkadaşı vasıtasıyla başlar. Çocuğumuz, gencimiz durup dururken gidip uyuşturucu kullanmaz, ilk deneyimleri arkadaşları vasıtasıyla öğrenir. Bu nedenle; masum kılıklara bürünüp gençlerimizi tesir altına almaya çalışan sapık akımlar her gün toplumumuzu kuşatmaya devam ediyor. Bu durumda bizler; çocuklarımızın eğitiminde biraz daha titiz olmalıyız. .
Toplumu ayakta tutan , ona yücelme ve yasama gücünü kazandıran , manevi , ahlaki ve hamasi değerlerini çürüterek , sömürgeci devletlerin uydusu halin getiren bir soğuk harp uygulamasıdır uyuşturucu.Toplum olarak uyuşturucu kullanımıyla savaşmak hepimizin görevidir.