ZAMAN su gibi akıp geçiyor. Günler günleri, aylar ayları kovalıyor; bir de bakıyorsunuz 31 aralık gelmiş çatmış. Bir yılın daha son gününü siz İleri gazetesi okurlarıyla yaşadığım için çok mutluyum.
2019 umuyorum çoğunuza uğurlu gelmiştir. Ne bileyim; belki dünyalar güzeli bir bebeğiniz olmuştur. Belki işinizde her şey yolunda gitmiştir, başarılı bir yıl olmuştur. Kazancınız artmıştır. Kızınız üniversitede istediği bölümü kazanmıştır. Oğlunuz sağ salim askerden dönmüştür…
“Herkes şanslı olmuyor bu hayatta.” 
Yıl yılı tutmuyor, gün günü. İnsan, yılın her gününe ağız dolusu kahkaha bırakamıyor maalesef. Yıl bu, güldürmeyince güldürmüyor işte!
2019 herkese eşit davranmadı. İçimi bir Ağustos sıcağı yakıp kavurdu, oradan biliyorum. Gözyaşım mıhlandı o güne, bazen gevşiyor mıhlar, acım tazeleniyor, gözlerimden yaşlar o gün olduğu gibi süzülüyor.
“Herkesin acısı kendine fazla tabii.”
 “2019 ‘da sevdiğiniz biri avuçlarınızdan kayıp gitmediyse çok şanslısınız.”
“Yeni yılda acılar masal olsun!” Medyada karşılaştım bu dilekle. 2020’den dilenmesi gereken en mühim dilek bu olsa gerek.
Her yılın sonunda yeni yıldan bir şeyler bekliyoruz. Sağlık, para, iş, mutluluk, araba, villa…
Gerçekleşeceğine inanarak 365 günü kovalıyoruz. Her doğan yeni gün, yeni umut oluyor; umutla, sabırla dileklerimizi yaşayacağımız günü bekliyoruz. 
Beklentileri daha iyi şartlarda yaşamak olan asgari ücretliler; 2020’ye beklentilerinin altında giriyorlar. Peki, “2324 Lİra” yeni yıla dair umut kapılarını peşinen kapatmış olmuyor mu?
Yılın son gününde yüzler gülsün, biz de güzel şeyler yazalım dedik, olmadı.
Nazım gibi diyoruz o halde; “Bizim kalbimiz hep kırıktır çocuk, ama biz yine de eksik etmeyiz sol cebimizden umudu.” 
Şimdi eller havaya,
Takvimin son yaprağını koparmaya,
Güle güle 2019!
Hoş geldin 2020!