Aynı zamanda Bahar Pilavı olarak da adlandırılan bu özel yemek, çocukların ev ev dolaşarak topladıkları çiğdem çiçekleriyle hazırlanır.

Çiğdem Pilavı (1)-1

Mart'ta 140 bin ton süt içtik! Mart'ta 140 bin ton süt içtik!

Bu geleneğin başlangıcında çocuklar, özel olarak hazırladıkları "küsküç" adı verilen ucu sivriltilmiş kazıklarla baharın habercisi olan çiğdemleri topraktan sökmekle işe koyulurlar. Sarı ve mor-eflatun renkli çiğdemler özenle seçilir ve topraktan çıkarılırken, "her zaman çiğdem çıkmaz, bazen de küsküç kırılır" atasözü hatırlanır.

Çiğdem Pilavı (1)

Çiğdemler, karaçalı ağacının dalına asılarak ev ev dolaşılır ve çeşitli mâniler eşliğinde yağ, bulgur gibi malzemeler toplanır. Toplanan malzemeler arasında öne çıkan mânilerden biri şu şekildedir: "Çiğdem çiğdem çiçecik; ebem oğlu göçecik; yağ verenin oğlu olsun; bulgur verenin kızı olsun." Yağ veren ev sahibine sarı çiğdem sunulurken, bulgur verene mor çiğdem uzatılır. Evin kapısını açmayanlara ise "dam başında boyunduruk; bekleye bekleye yorulduk; bahşiş verirsen giderik; yoksa akşama dek dururuz" şeklinde mâniyle serzenişte bulunulur.

Çiğdem Pilavı (2)

Çocuklar arasında paylaşılan malzemeler büyüklerin yardımıyla pilav haline getirilir ve içine çiğdem yumruları eklenir. Bu özel pilav, birlikte yenilip eğlenceyle kutlanan bu geleneği, şehirleşme etkisi olmayan köylerde hala yaşatmaktadır. Yozgat köylerinde, çiğdem gezmesi eskiden mahalleler arası bir yarış olarak algılanır ve çiğdemi ilk gören mahalle kazanır, ardından çiğdem gezmesi o mahalle çocukları tarafından gerçekleştirilirdi.

Çiğdem Pilavı (3)

Çiğdem Pilavı, Yozgat kökenli olmasına rağmen Sivas, Kayseri ve Amasya gibi çevre bölgelerde de benzer şekillerde pişirilmekte olup, genellikle yağmur suyu ile demlenmiş çay eşliğinde sunulmaktadır. Ayrıca, "çiğdem pilavı" terimi, çiğdem gezmesi anlamında da kullanılmakta olup, Anadolu genelinde yaygın olan "çömçe gelin" adlı yardım toplama geleneğine benzerlik göstermektedir.

Muhabir: Melike Aslı Arslan