Dünyanın en ince ruhlu, en kibar insanları kim diye bir soru sorsanız, hiç tereddüt etmeden Bahadınlılar derim. Köyüne, köylüsüne, memleketlerine, Türkiyesine ve milli hassasiyetlerine bu kadar özünden bağlı, birbirine değer verip güzel hitaplarla onurize eden yardımsever ve dostani hisler taşıyan bu güzel insanların, sadece burada değil yurtdışında da aynı güzellikleri yaşattıklarını duyuyor gururlanıyoruz.
    Almanlar Türkiye'nin şehirlerini sayarken İstanbul, Ankara, Bahadın, İzmir diye devam ederlermiş. İçlerindeki Memleket sevdalarıyla, vefa dolu gönülleriyle, dostuna,akrabasına, kasabalısına bağlılıkları ve tertemiz yürekleriyle bir İstanbul'dan, bir Ankara'dan daha büyük hasret ve sevgi besleyen Bahadınlılar bu itibarı fazlasıyla hak ediyorlar aslında….
    Şairi, yazarı, ozanı, araştırmacısı, öğretmeni, sanatçısı ve yüzlerce itibarlı ünvanlarla donanımlı üretken insanlarıyla Yozgat'ta parlayan bir inci görünümündeki Bahadın Kasabamız, göğsümüzü kabartan onlarca güzel faaliyetlerle ülkemizde ve dünyada saygın bir yer edinmişler.
    Her insanı ayrı bir değer. İbrahim EROĞLU, Ceyhun EROĞLU, İsmail AKTÜRK, Ali Rıza KARS, Arif BAŞ, Aşık İbrahim, Bektaş ERDOĞAN, Pakize ALTAN, Durak OLGUN, Eyup AKTÜRK, Günay AKTÜRK, Yusuf Ziya BAHADINLI, Şeref MUŞ, Haydar EROĞLU, Sadık GÜVENÇ, Fadime EROĞLU TOSUN, Mustafa ÜNALMIŞ vs. gibi renkli simaların yanında bilge ve sohbet erbabı aranan insanlarıyla edebiyat açısından ülkemizin en zengin kasabası olup, taşı toprağı Yozgat'ı yücelten neferlerle dolu.
    Yavuz DONAT'ın “Bilinmeyen Metropol” başlıklı bir yazısını okudum. Diyorki Avrupanın her yerinde Bahadın'la ilgili dernekler var. Bahadın'da bir kişi dişini çektirse, Avrupada herkesin haberi oluyor. İlgi, görgü, himaye ve vefa bu değil de ne..
    İçlerinde barındırdıkları sevgi, çevreye verdikleri birlik mesajları ve Yozgat'a yaşattıkları hemşehri ruhu bize örnek teşkil edip el ele, gönül gönüle hepimize haykırarak önce Yozgat dedirtesi geliyor.
    Dünya milletleri tarihten beri bölgesel farklılıkları, yaşam biçimleri ve kültürel değerleriyle en önde olduklarını savunup, övünç duyar, bulunmuş oldukları mekanlarda memleketlerini efsaneleştirerek yâd ederler. Bahadınlılar bulundukları büyükşehirlerde, yabancı ülkelerde ve her yerde Yozgatımızın başta yemek kültürü olmak üzere her türlü yaşam farklılıklarımızı imrendirecek bir şekilde temsil ederek helal olsun bu Yozgatlılara dedirtiyorlar.
    Misafirperver ve kültürlü insanları, güzel doğası, temiz suları, bakımlı evleri ve her yıl düzenledikleri birbirinden renkli festivalleriyle yüzlerce medyatik simayı ağırlayıp, dostani tavırları, candan ilgileri ve onurlu kimlikleriyle Yozgat'a her zaman artı puan kazandırıyorlar.
    İlginç bir görüntüsü var Bahadın'ın . Bayıra yaslanmış bir konumda umumiyetle doğuya bakan evleri, bakımlı parkları, estetik heykelleri, ağaçlık mekanları, temiz sokakları ve oluklu çeşmeleriyle küçük bir şehir görüntüsündeki Bahadında güleç ve dost balkışlı insanlar yaşıyor.
    Öyle candan ciğerden bakıyorlarki yüzünüze, kendi evine gelmiş gibi hissediyor insan. Elbetteki tüm Bahadınlıların ekonomik durumları idare eder boyutta değil. İşsizlik ve göç diğer köylere göre burada biraz daha az olsada her zaman bir tehdit ve kabus görüntüsünde pusuda yatıyor.
    Ankara'da çok başarılı çalışmalarla faaliyet gösteren Bahadın Kültür Derneğinin öncülüğünde Araştırmacı Turgut TUĞRUL beyefendinin nostaljik bir özlem, tebessüm ettirecek bir espri, kronolojik bir vesika ve emek verilmiş bir soy kütüğü çizelgesi çıkarılmış. Bahadın Sülaleleri listesi adı altındaki bu soy küyüğünü tüm köylere örnek olması maksadıyla size sunmadan edemeyeceğim. Hem gülüyor, hem düşünüyor, hem hüzünleniyorsunuz. Devamı yarın