Yozgat Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Kenan Filik, Anayasa değişikliğinin aslında Kürt açılımının Habur'da felç olmasının toplumda oluşturduğu artçı şoklara karşı gündemi manipüle etmeye yönelik bir manevra olarak devreye soktuğunu ileri sürdü.
    Anayasayı değiştirmede samimi olan bir Ak Parti'nin büyük bir şovla Ergun Özbudun'a hazırlatılan anayasa taslığını dikkate alması gerektiğinin altını çizen Filik;
    “Öyle olsaydı o zaman hükümet 'Darbe anayasasını değiştirdik' demek hakkına belki sahip olabilirlerdi. Kaldı ki yapılan değişikliklerin aslında yapılacak olanlar için bir test niteliği taşıdığını Başbakan anayasa değişikliklerinin TBMM'de tartışıldığı en hararetli bir zaman diliminde dile getirmiştir. Başbakan bu süreçte “Türkiye için başkanlık sisteminin” gerekli olduğundan bahsetmiştir. Bilindiği gibi başkanlık sistemi için yeni hem de kökten bir anayasaya ihtiyaç vardır.
MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞINI NEDEN UNUTTULAR
    Diğer yandan hükümetin değiştirdiği anayasa maddelerinin içinde sürekli eleştirdiği YÖK ile ilgili hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Yine hükümetin sürekli bir biçimde sadece onay makamı olan bir Cumhurbaşkanının bu kadar yetkisinin olmasının kabul edilemez olduğunu savunuyorlardı. Yapılan anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanının yetkileri daha da artırılmıştır.Sürekli olarak gerek halkın gerekse muhalefet partilerinin gündeminde olan 'milletvekili dokunulmazlığı'' ile ilgili hiç bir düzenlemenin yer almaması da büyük bir samimiyetsizlik örneğidir” dedi.
GARNİTÜR DÜZENLEMELERLE GÖZ BOYANIYOR
    Yapılan değişikliklerle memurlar disiplin cezalarını, askerler YAŞ kararlarının yargıya taşınabilmesi, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru gibi demokrasi adına garnitür sayılabilecek düzenlemelerin yapıldığına dikkat çeken Filik; “Memura grevsiz sendika hakkı tanınması ise şekersiz çay içme hakkı gibi bir şeydir. Yapılan değişikliklerle gerçekleştirilmek istenen tek şey, HSYK ve AYM'nin yapısının değiştirilerek iktidarın her türlü tasarrufunu engelleyecek kararların çıkmasını önlemektir.Yani istenen şey Yüksek Yargının iktidar çizgisine çekilmesi çabasıdır.Eğer yargıda bir düzenleme yapılması gerekiyorsa; bugün AB ülkelerin 7 bin kişiye bir hakim düşerken Türkiye'de 20 bin kişiye bir hakim düşmektedir.Bugün Yargıtay'da karara bağlanması beklenen 1 milyon 700 bin dosya var.Yine Yargıtayda bekleyen dosyalardan yılda 14 bin dosya zaman aşımına uğruyor.Bu gün mahkemeye başvuran bir vatandaşımız en basit bir arazi davasında bile yıllarca beklemekte ve geciken adaletten dolayı mağdur olmaktadır.Eğer iktidar yargıyla ilgili sorunları çözmekte samimi ise ilk önce bu sorunları düzeltmekle başlasın işe” şeklinde konuştu.
HSYK VE AYM DEĞİŞMELİ AMA BÖYLE DEĞİL…
    Filik, HSYK ve AYM'nin yapısının mutla değişmesi gerektiğini fakat, değişikliğin siyasi çıkarlar uğruna değil Türkiye Cumhuriyet Devletinin Hukuk devleti olması gerçekliği paralelinde varsa eksiklerin giderilmesi şeklinde olması gerektiğini söyledi.
    Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Filik, şunları söyledi:
    “İktidarın anayasada yaptığı yeni düzenlemeler yüksek yargıyı kapalı devre bir sistemden, bir başka kapalı devre sisteme götürecek niteliktedir.HSYK ve AYM'nin yapısı değiştirilirken esas olan konu Türkiye Cumhuriyet Devletinin Hukuk devleti olması gerçekliği paralelinde varsa eksiklerin giderilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalı.
    AYM VE HSYK'yı yandaş yapma yada kurula yandaş hakimler atama kaygısı güdülmemeli. Öngörülen değişiklikle aynı siyasal görüşe sahip olanlar arasından yüksek yargı mensuplarının büyük kısmının ataması yapılabilecektir. Sorun da budur.
YOZGAT ÜLKÜCÜLERİ 'HAYIR' DİYOR!..
    Yozgat Ülkü Ocakları olarak biz bu anayasa çalışmalarının Türkiye'nin gerçek gündemi olan işsizlik, yoksulluk ve terör gibi en can alıcı sorunlarının gündem dışına itilmesini sağladığı için zamansız, yersiz ve iktidarın ülke geleceğini değil kendi geleceğini garantiye alma çabası olarak gördüğümüzden desteklemiyoruz ve ''hayır'' diyoruz...”
Editör: TE Bilişim