Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kuddusi Erkılıç, Yozgat’tan yetişmiş, toprağıyla hiçbir zaman kopmamış, beklentilerini, hassasiyetlerini ve insanlarını tanıyan bir akademisyen olarak, yüreğinde hissettiği vefa borcunu ödeme arzusu ile Bozok Üniversitesi Rektör Adayı olduğunu söyledi.

            İleri Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Kuddusi Erkılıç, rektörlük seçimlerine birkaç gün kala samimi açıklamalarda bulundu. Erkılıç, bir Yozgatlı olmanın verdiği heyecanla rektör adayı olmaya karar verdiğini söyledi.

            Mesleğinde 28 yılını geride bırakmış tecrübeli bir akademisyen olarak Bozok Üniversitesi Rektörlüğüne aday olmasının altında yatan nedenlerle ilgili samimi açıklamalarda bulunan Erkılıç, şu açıklamalarda bulundu.

- Neden Bozok Üniversitesi? Rektörlüğe adaylık kararı almanıza sebep olan şey nedir?

            Her şeyden önce Yozgatlı olduğum için. Bunun ötesinde Bozok Üniversitesi’nin kurulması için şehrin ve tüm Yozgatlıların, özellikle de gerek bürokraside gerekse siyasi ve ticari alanda söz sahibi şehir ileri gelenlerinin ne büyük gayretler sarf ettiklerini biliyorum. Ayrıca üniversitenin bugüne gelmesinde gerek geçmiş yöneticilerinin gerekse öğretim elemanlarının ve öğrencilerin var güçleriyle çalıştıkları da bir gerçektir.

                Gelinen noktada mevcut potansiyelin yüksek oranda sürdüğüne inandığım devlet yardımı, bürokratik destek ve Yozgatlıların gayreti ile daha da ileri götürülebilmesi için azimli kararlı ve dinamik bir yönetim kadrosuna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

                Doktorluk mesleğinde 28 yılını doldurmuş ve 8 yıldır göz hastalıkları profesörü olan, ayrıca 6 yıl Erciyes Üniversitesi Hastaneleri’nin başhekim yardımcılığını ve 3 yıl göz hastalıkları anabilim dalı başkanlığı deneyimim yanı sıra tıp fakültesi bünyesinde başka bir takım görevleri sürdürmüş bir akademisyen olarak, Bozok Üniversitesi’nin geleceği için çok önemli olduğunu düşündüğüm bu döneminde yardımcı olacağıma yürekten inandığım için bu göreve talip oldum. Köyünde doğduğum, lisesinde okuduğum, gençlik yıllarımın tamamının geçtiği, iki yıl göz hastalıkları olarak çalıştığım ve ailemin büyük bir kısmının yaşadığı bu topraklar ile ödeşmek ve vazgeçilmez saydığım vefa borcumu ödemek düşüncesiyle buradayım.

- Yozgatlı bir rektör, Bozok Üniversitesi’ne ne gibi artılar katacaktır?

            Kurumsal açıdan bakıldığında yöneticinin aynı şehirden olması elbette şart değildir. Ancak Bozok Üniversitesi gibi gelişmekte olan bir kurum için şehrin dinamiklerini, imkanlarını, sosyal gerçeklerini ve önceliklerini bilen yöneticinin böyle bir konumda kurum için daha avantajlı olması doğaldır.

            Dolayısıyla içinde büyüdüğüm bu şehrin düşünce ve davranış sistemini , sosyal olaylardaki reflekslerini ve üniversiteden beklentilerini çok iyi bildiğimi söyleyebilirim. Yıllardır sürekli olarak hafta sonları şehrime gelişlerim yanı sıra Kayseri’ye gelen hastalarımdan ve değişik mecralarda sık sık görüştüğüm Yozgat dışında-içinde görev yapan değişik kademelerdeki arkadaşlarımla Yozgat’ın sorunları ve bunların nasıl halledilebileceği ile ilgili sürekli fikir alışverişinde bulunuyorum. Ben bu süreçte edindiğim gözlemlerin yönetim tarzımda etkili olacağını düşünüyorum.

- Şayet rektörlük görevi size verilirse nasıl bir tutum içerisinde olacaksınız? İzleyeceğiniz yol ile ilgili bazı ipuçları verir misiniz?

            Öncelikle üniversite mensuplarının üzerlerindeki moral ve motivasyon kırıcı bazı olumsuzluklardan hızla uzaklaşmalarını sağlamamız gerekmektedir. Yeni yönetim anlayışıyla bunu hemen sağlamayı düşünüyorum. Üniversitenin mevcut sorunlarının ve hali hazırdaki durumunun tespitinin ardından kısa, orta ve uzun vadeli çözüm gerektiren sorunlar ele alınacaktır. Üniversitenin fiziksel yapısı gerek altyapı gerekse bina ve teçhizat yönünden henüz tamamlanmamış olduğundan , mevcut kaynaklar en verimli şekilde kullanılarak, kıymetli bürokratlarımızdan alınacak desteklerle ve şehrimizin değerli hayırseverlerinin yardımları da sağlanarak bu sorunlar hızla çözülecektir.

            Akademik kadroların bu üniversite için fedakarlık dolu bir tempoda çalıştıklarına yürekten inanıyorum. Son dönemde yaşanan ve sıkıntısız bir biçimde çözüleceğini umut ettiğimiz bazı gelişmeler yüzünden adeta tükenmeye yüz tutmuş heveslerin yeni yönetim anlayışıyla tekrar canlanacağına eminim. Oldukça dinamik bir kadroya sahip ve büyük bir kısmı yükselme döneminde olan öğretim üyeleriyle sıkı işbirliği ve paylaşım içerisinde olan bir yönetim anlayışıyla Bozok Üniversitesi çok hızlı bir yükselişe geçecektir.

- Sizce vatandaş - üniversite ilişkisi nasıl olmalı?

            Yozgat’ın ekonomisinde üniversitenin yeri tartışılmaz şekilde önemlidir. Öğrenci sayısının artması, akademisyen ve akademik olmayan çalışanların yanı sıra tıp fakültesi hastanesi gibi bulunduğu yere sürekli hareket getiren bir yapının olması kesinlikle Yozgat için büyük avantaj olacaktır. Bu bağlamda şehrin de kendisine hareket ve bereket getiren bu kitleyle barışık olması, onları bağrına basması ve iyi bir ev sahipliği örneği sergilemesi gerekir. Üniversite mensuplarının sadece bir gelir kapısı gibi görülmesi elbette düşünülemez ve geleneksel Yozgat ev sahipliği kavramıyla örtüşmez.

            Öğretim üyesi arkadaşlarımın büyük bir kısmının Yozgat’ı çok sevdiğini ve şehirle adeta bütünleştiğini gözlemlediğimi sevinerek söylemeliyim. Yozgat halkının, gelişen global olumsuzluklara rağmen hala bozulmadığını bildiğim saygı ve sevgi çerçeveli davranışlarını üniversite ortamı ile bütünleştirerek aynı şekilde sürdüreceğine inanıyorum. Unutulmamalı ki, “marifet iltifata tabidir”, “ilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder”.

- Bozok Üniversitesi'nin bugün geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?

            Bünyesindeki ilk yüksekokulun ve diğer fakültelerin kurulduğu dönemden bu yana üniversitenin gelişimini takip ediyorum. Uzun süre özellikle Erciyes Üniversitesi’nden öğretim üyesi desteği ile süren gelişmenin bugünkü hali sevindiricidir, ancak gelinen nokta elbette ki yeterli değildir ve çok daha hızlı bir gelişme sürecine girilmesi mecburidir. Ben gelişmekte olan Bozok Üniversitesi’ne gerek devlet gerekse vatandaş kaynaklı yardımların ve desteklerin artırılmasıyla ve sağlanan kaynakların en verimli şekilde kullanılmasıyla hızla altyapının halledilerek bilimsel ve sosyal yönden aktif bir döneme girileceğine inanıyorum.

- Tıp fakültesinden bir rektör olmasının üniversitemize katabileceği şeyler nelerdir?

             Tıp fakültesi kökenli bir rektör genel anlamda tıp fakültesinin gelişmesinde önemli bir avantajdır. Bu diğer fakültelerin ikinci plana itileceği anlamına elbette ki gelmemelidir. Üniversite bir gövde ise, diğer tüm fakülteler ve yüksekokullar bu gövdenin organlarıdır. Ana gövde, tüm organları orantılı ve dengeli geliştiği takdirde güçlüdür.

            Bütün fakülteler gibi tıp fakültesinin ve hastanesinin beklentiler doğrultusunda bir an önce hak ettiği noktaya gelmesi Yozgat için her yönden kaçınılmazdır. Tıp fakültesi binası için hayırsever desteğinin var olduğunu ve bunun Gülaylar Grup tarafından üstlenilmek üzere olduğunu biliyorum. Hastanenin hizmete tam olarak süratle geçmesiyle şehir dışına hasta gidişi ve bunun getirdiği maddi ve manevi külfetler büyük oranda azaltılmış olacaktır.

            Elbette ki bütün rektör adaylarının aynı amaçla çalışacağına ve elinden geleni yapacağına inanıyorum ancak tıp mensubu olmanın bu görevin ifasında önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

- Tıp fakülteleri üniversiteler açısından ne önem taşımaktadır? Özellikle sosyal ve ekonomik açıdan bakıldığında, Tıp Fakülteleri bulundukları illere ve üniversitelerine ne gibi faydalar sağlamaktadır?

            Genel olarak bakıldığında teknik üniversiteler dışında tüm üniversitelerde tıp fakülteleri lokomotif görevi üstlenmişlerdir. Bu durum tıp fakültesinin doğal konjonktüründen kaynaklanmaktadır. Çünkü sağlık bilimlerinin içinde çok önemli yere sahip olan tıp fakültesinin sahip olduğu temel tıp bilimleri, cerrahi tıp bilimleri ve dahili tıp bilimleri bölümleri ile bu bölümlerin alt branşlarının yüksek sayıda öğretim üyesi, araştırma görevlisi ve yardımcı sağlık personeli istihdam etmesi nedeniyle büyük oranda kadro işgal etmesi beklenir.

            Dolayısıyla gelişmiş bir tıp fakültesinde diğer fakültelere oranla çok daha fazla sayıda öğretim üyesi ve araştırma görevlisi istihdamı kaçınılmazdır. Üniversitenin diğer fakülteleri ve yüksek okulları ile beraber gelişmiş bir tıp fakültesinin sahip olduğu öğretim elemanları, öğrenciler ve idari personel şehrin sosyal yapısına, kültürüne ve anlayışına renk katacak ve hatta yön verecektir.

            Ayrıca şehir ekonomisine gelişmiş bir tıp fakültesinin ve hastanesinin büyük katkı yapacağı inkar edilemez. Öte yandan bir şehirde acil ve acil olmayan sağlık sorunlarında üç beş dakika içinde ulaşılabilecek bir gelişmiş sağlık merkezinin yani tıp fakültesi hastanesinin olması o şehir için artık olmazsa olmazlardandır.

            Ben tıp fakültesinin ve hastanesinin bir an önce kalkındırılarak hizmete tam anlamıyla geçirilmesiyle şehrin sağlık sorunlarının büyük oranda çözüleceğine inanıyorum. Yerel yönetim unsurlarının desteğini tam alan bir üniversite ve mevcut sağlık kuruluşları ile koordineli çalışan bir tıp fakültesi ve hastanesi hedefliyorum. Rektörlük seçimlerinin Bozok Üniversitesi’ne, Yozgat’a ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Editör: TE Bilişim