Osmanlı döneminden günümüze yetiştirilen, daha çok Safranbolu, İstanbul, Tokat, İzmir, Adana ve Şanlıurfa gibi illerde yaygın olan safran bitkisini arkadaş tavsiyesi ile 3 yıl önce üretmeye başlayan Yozgatlı İzamettin Meşeli, elde ettiği sonuçtan memnun.
Sorgun İlçesi’ne bağlı Şahmuratlı Köyü’nde 2 dekar arazide gerçekleştirdiği deneme üretiminin olumlu sonuç aldığını söyleyen Meşeli, üretimin ilk yılında dünyanın pek çok ülkesinden talep geldiğini söyledi.
Safranbolu’dan getirttiği safran bitkisinden kısa sürede verim aldığını belirten Meşeli;
“Safran bitkisi soğansı bir yapıya sahip. Fideledikten sonra çiçeklerini topladım ve ilk etapta 700 gram temin ettim. Üretim duyulunca isteyenler oldu, talepler oldu. Talepleri karşıladım, gönderdim. Hatta Paris ‘den bile aradılar. Paris’ten arayan arkadaşa da gönderdim, beden üretim kapasitesini artırmamı istediler” dedi.
Safran bitkisinin, kumlu ve geçirgen olan toprakta üretildiğini kaydeden Meşeli, şunları anlattı:
“Safran bitkisinin kullanımı alanı yaygın. Başta kanser hastalığı olmak üzere sağlık sektörünün yanı sıra, boyama sanayi olsun, gıda sanayi gibi sektörlerde kullanılıyor. Bitkinin lifleri kıymetli. Liflerini bala katarak yiyenler de oluyor. Beni arayanlar oluyor bende onlarla bir şekilde irtibata geçiyorum.”
Safran bitkisinin Pazar sıkıntısı yaşamayan kıymetli bir yere sahip olduğunu söyleyen İzamettin Meşeli;” Yeter ki üret, ürettiğin zaman her şey satılıyor. Ben bu bitkinin çiçeğini toplamayı genelde erken saatlerde yapıyorum. Arıların gelmemesi için. Arılar bunların liflerini döküyor. Topladıktan sonra kurutuyorum. Yaprakları olsun lifleri olsun hiçbir zaman araya gitmiyor. Kilosu ise 10 bin dolar. Aktarlarda da satılıyor ama onlar safran değil. Aspir bitkisinin çiçeklerini safran diye satıyorlar. Esas safran kokuludur, asbir ise kokmaz. Safranın kokusu mis gibi olur güzel bir kokusu olur. Vatandaşlar aldanmasınlar. Esas gerçek olan safran kokar.”

Editör: TE Bilişim