15 Temmuz hain darbe kalkışmasının yaşandığı gecenin isimsiz kadın kahramanlarından bir tanesi Yıldız Gürsoy. Yiğit Türk kadını, vatan sever bir anne, gözü kara bir Nene Hatun. Kim bilir tarih onu hangi sıfatla anacak. Biz biliyoruz ki onun bir tek adı var; Şehit!

UNUTULMUYOR, UNUTULMAZ!

Ankara'da sokakları darbecilere teslim etmemek için kahramanca mücadele ederken ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede mücadelenin kadın şehidi olarak ismi tarihin altın sayfalarına yazılan Yıldız Gürsoy’un kahramanlığı unutulmuyor.

Ankara Altındağ'da annesi Fadime Gürsoy ile birlikte yaşayan Yıldız Gürsoy, darbe girişimi haberi alır almaz annesi ile helalleşerek sokaklara çıkmış, Genel Kurmay Başkanlığının bahçesinde darbeci askerlere karşı mücadele ederken başından aldığı şaramplen parçası ile ağır yaralanmıştı. Numune hastanesinde beyin ameliyatı olan Yıldız, 4 gün süren yaşam mücadelesinin ardından şehit olmuştu.

KABRİ BABA OCAĞI SARIKAYA’DA

Şehit Yıldız Gürsoy’un kabri baba ocağı olan Sarıkaya İlçesi’nin Tepedoğan Köyü’nde bulunuyor.

Yıldız Gürsoy'dan geriye kalan en kıymetli emanet olan ayyıldızlı Türk Bayrağını erkek kardeşleri Oktay, Ecevit ve Şahin Gürsoy aldı.

ANNE: "YILDIZ BENİM KAHRAMANIM"

Aradan geçen bir yılda her gün Yıldız’la kalkıp Yıldız’la yattığını söyleyen anne Fadime Gürsoy, ne o geceyi ne de hainleri asla unutmayacağını söyledi.

Gürsoy; kızının şehit olduğu 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı: "Ben halsizdim o akşam yattım uyumuştum, televizyona bakıyordum. Televizyondakileri gördü ben gidiyorum şunlara bak bir birini öldürüyor dedi. Ben de oraya gidiyorum hakkını helal eyle, ya dönerim ya dönemem dedi. Aman öyle deme kızım sen gelinceye kadar ben beklerim dedim. Yarım saat bir saat sonra telefon çaldı, anne benim dedi. Ben gidiyorum. kapıyı pencereyi kilitle yat dedi. Böylece gitti. Sabah oldu gelecek, akşam oldu gelecek, yok. Ben kızımla gurur duyuyorum Allah devletimizin tırnağına taş değdirmesin.

Aradan geçen bir yılda şunu çok daha iyi anladım ki Yıldız gibiler olmasaydı bu günümüz de olmayacaktı. Bu günden yarına dileğim ve duam hainlerin cezasını çekmesidir. Her gün bu dua ve temenni ile geçiyor günlerim" diye konuştu.

BEN ONUN KÜÇÜĞÜYDÜM...

Ablasını hayır duası ve gururla yad eden en küçük kardeşi Şahin Gürsoy da; "Ben şehidimizin küçük kardeşi, küçüğüydüm. O benim canımdı" dedi.

Ablasının şehit olduğu akşamı dün gibi hatırladığını söyleyen Gürsoy, ablasının dışarı çıkmamasını tembih edip, kendisinin hainlere karşı mücadeleye gittiğini anlattı.

Şahin Gürsoy, o geceye dair yaşananları şöyle anlattı: " Olayın olduğu gün saat 01.00'de anlam bana telefon ederek 'Aman kardeşim sakın dışarı çıkma, ortalık karışık' dedi. Ben de tamam ablacım dışarı çıkmam ne işim var dışarıda dedim. Telefonu kapattıktan sonra kendisi dışarı çıkıyor olaylara karışıyor. Genel Kurmay Başkanlığının önünde ön saflarda darbeci askerlerle mücadele ediyor. O sırada bir bomba patlıyor. Kafasına şarampnel  parçası geliyor. Annemle yaşıyordu ablam. Anne çıkarken diyor ki 'Hakkını helal et belki gelirim belki gelmem' diyor. Aslında hiç gitmez öyle dışarı. Kızılay'ı, Genel Kurmay Başkanlığını bilmez. Olayları duyunca evin içerisinde heyecanlanıyor, bir bıçağa sarılıyor, tornavidaya sarılıyor. Kapıdan çıkarken de anne hakkını helal eti belki gelirim belki gelmem deyip çıkıp gidiyor. Bizim hiç haberimiz yok. Sabahleyin annemi arıyorum ablam evde mi diyorum yok diyor, gece gitti bir daha hiç gelmedi diyor. Sabah duyduk ki olaylar da yaralanmış. Öğlene kadar Ankara'da gezmediğim hastane kalmadı. İsimsiz, kimliği yok yanında. Saat 13.00 Ankara Numune Hastanesi Beyin Cerrahisinde ameliyat olmuş olarak buluyorum. Teşhis için girdim baktım ablamı tanıyamadım.

Ablamla her zaman gurur duyuyorum. Beni ablam büyüttü. Beni evladı gibi sevdi. 20 senedir beraberdik. Bir göz odada yaşıyorduk, çalışarak kendi evimizin sahibi olduk. Sonra kendimizi toparladık. Ablam çok çalışkan insandı sürekli beni sıkılardı, oğlum derdi parana puluna sahip çık derdi. Benim elim boldu kızardı o yüzden. Ablamla gurur duydum. Askerde iken ben de şehit olmak istedim ama olamadan çıktım geldim."

Editör: TE Bilişim