15 Temmuz Darbe Kalkışması'nın yaşandığı gece Genel Kurmay Başkanlığı'nın bahçesinde darbeci hainlere karşı kahramanca mücadele ederken şehit olan Beytullah ve gazi kardeşi Şakir Yeşilay'ın Yozgat'ın Saraykent İlçesi'nde yaşayan aileleri,  iki kahraman evlada sahip olmanın haklı gururunu yaşıyor. 

SERDEN DE GEÇTİ, YARDAN DA GEÇTİ
Beytullah, bir yıl önce Asya ile evlenip yuvasını kurmuş, o yuvanın neşe kaynağı kızları Miray'la mutluluğu perçinlenmiş bir ailenin babasıydı. İnşaat ustalığı yaparak geçimini sağlayan Beytullah, yazları yanında inşaatlarda çalışan kardeşi Şakir'le birlikte 15 Temmuz gecesi inşaattaki işlerinden dönmüş, evde istirahat ediyordu. 
Anadolu'nun Bozok Yaylası Yozgat'tan çıkıp Ankara'da yeni bir hayat kuran kardeşlere 15 Temmuz gecesi yeni bir kader yazacak, Beytullah "Şehit...", Şakir "Gazi" olacaktı! 

İki kardeş, o gece işten çıkar çıkmaz eve gelip, birlikte son yemeklerini yemişlerdi. Hiçbir şeyden haberleri yoktu, ta ki o gecenin şehitler kervanına ismi yazılacak olan patronları Selim Cansız, 'Türkiye elden gidiyor, bu gece Türkiye'ye kurtarma gecesi' deyinceye kadar. İki kardeş bir an olsun tereddüt etmeden çıktılar sokağa. İlk durakları hainlerin kontrolündeki tankların insanları acımasızca ezip geçtiği Gençlik Parkı önü oldu. Katil tankların önüne korkusuzca çıkan Beytullah, Şakir ve Selçuk, canları pahasına verdikleri mücadeleyi kazanmış tankları durdurmayı başarmışlardı. Görev bitmedi deyip soluğu Genel Kurmay Başkanlığı'nın önünde aldılar. Can pazarının ortasında korkusuz üç yiğit, üzerlerine yağmur misali yağan kurşunlara, bombalara bir an olsun aldırış etmeden sonuna kadar mücadele ettiler. Helikopterden atılan bombalar Selçuk ve Beytullah'ı şehitlik mertebesine ulaştırırken, Şakir Yeşilay ağır yaralanmıştı.

SENİN İÇİN, KIZIM İÇİN SAVAŞMALIYIM...

Serden geçmiş, yardan da geçmişti o gece Beytullah...  Eşi Asya ve bir yaşındaki can kızı Miray Erzurum'daydı Kurban Bayramı tatili için. O gece 'Korkuyorum, lütfen eve dön' diyen eşine, 'Senin için, kızım için, vatan için savaşıyorum, biz çıkmazsak kim çıkacak. Vatan olmazsa biz de olmayız' diyebilecek kadar koca yürekliydi Beytullah... Canından çok sevdiği ailesiyle son konuşmasını yaptıktan dakikalar sonra şehitler kervanındaki yerini aldı Beytullah. Onun anılarını büyütüyor eşi Asya kızı Miray'la... Gazi kardeşi Şakir, ağabeyinden aldığı bayrağı sonuna kadar götürecek.

ŞEHİT BABASI HACI BEKİR YEŞİLAY:
Hem şehit hem de gazi babası olan Hacı Bekir Yeşilay, büyük oğlu Beytullah'ın şehit, Şakir'in de gazi olduğu olayların daha çok Genel Kurmay Başkanlığı önünde yaşandığını söyledi.

Bir helikopterin insanların üzerine bombaları yağmur gibi yağdırdığı esnada Beytullah'ın şehit olduğunu söyleyen Baba Yeşilay; 

"Genel Kurmay'a gidince de arada helikopter hem kafalarının üzerinde hem ateş ediyor hem de bomba atıyormuş. Üstelik benim oğlanın üzerine düşmüş bomba. Kolu da yokmuş her halde kopmuş. Gazi de önünde bir adam varmış kaçar gibi olmuş, ona sarılınca her tarafına şaramplen parçaları gelmiş. O adam ölmüş gazi olan kurtulmuş. Gazi olan kan kaybından olduğu yere bayılmış. Hissetmiyordum diyor o kadar şaramplen parçası değişmiş, su gibi akıyor kan, hissetmiyorum öyle bir şey yok diyor. Ama her tarafım yaralı diyor. Orada adamın kolu kopmuş elinde veya bacağı kopmuş elinde bu kimin bacağı diye arıyor, acıyı o kadar hissetmiyordu insanlar. Canı acımıyormuş. Ölenlerin yerine başkası geçiyormuş. Kimseden korku yokmuş. Onların mermisi bitti, bizim halkımız bitmedi diyor. Ondan sonra bayılmışım diyor."

ÜÇ OĞLUM BİR DE BEN VARIM, SEVE SEVE VATAN İÇİN HAZIRIZ

Vatan sağolsun diyen Yeşilay, üç oğlu ile birlikte vatan için şehit olmaya hazır olduğunu söyledi. 

Yeşilay, şunları söyledi: "Vatan sağolsun diyorum. Üç tane daha var. Vatan sağolsun! Çünkü biz vatansız yaşayamayız. Biz nereye gideceğiz, bir Türk'üz, elhamdülillah Müslüman'ız, Türk'ün Türk'ten başka dostu var mı, göstersinler bana. Biz hiçbir yere sığmayız. Hiçbir devlet bizi almaz ki, ölürsek de burada, kalırsak da burada. Vatan sağolsun, ölünceye kadar devam. Ben de varım 4 kişiyiz.  Gururluyum, genç ölüm ama ne yapayım vatan sağolsun. Vatan için can feda, hiç gözümü kırpmadan giderim. Sorun yok! Çünkü niye, onlar öyle olmasa biz böyle yaşayamayacaktık ki. Bu huzur hiç olmayacaktı. Çünkü dedelerimiz böyle gelmiş böyle gidiyor, dünyanın kuruluşu bu. Allah'a bin şükür olsun hiç değilse şehit oldu, vatan sağolsun.  Yapacak bir şey yok."

Şehit Beytullah Yeşilay'ın eşi Asya Yeşilay da, darbe gecesi telefonla görüştüğü eşine çok korktuğunu, eve dönmesini istediğini söyledi. 

Yeşilay, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı: "Saat bir buçukta eşim beni tekrar aradı, 'Ne yapıyorsun' dedi. 'İyiyim uyuyordum' dedim. 'Sen ne yapıyorsun' dedim, 'Dışarıdayız' dedi. 'Ne dışarısı hayırdır' dedim. 'Ben sana demedim ki işte savaş çıkıyor ülke evden gidecek.' 'Ne diyorsun öyle şey olur mu çabuk dön eve dedim. Ondan sonra 'Ülke evden gidiyor ne dönmesi, vatan olmazsa biz de olmayız yarına çıkacağımız meçhul değil. Yarın bir şey olsa sen çıkma ben çıkmayım kim çıkacak. Bir iki tankı imha ettik, ortalık biraz da sakinleşti, merak etme ' dedi. 

YENİ EVLİYDİK, HAYALLERİMİZ VARDI

Asya Yeşilaş, bir buçuk yıllık evli olduklarını belirterek; "Yeni evliydik bir buçuk yıllık. Yeni evliyiz, hayallerimiz vardı. Ben bekarken çalışıyordum evlenince işi bırakmıştım. Eşime diyordum ben de çalışayım sana destek olayım. Tamam demiştim, kabul etmişti. İlk başta çok karşı çıkıyordu çalışma diye. Bizim gibi insanların ne hayali olabilir ki, bir ev, bir araba, bir çocuk. Öyle bir hayalimiz vardı, başka bir hayalimiz yoktu. Bazen ablama anlatıyorum siz evde neler konuşuyormuşuz, biz hiç böyle şeyler konuşmayız diyor. Eşim derdi bir savaş çıksa ben de giderim durmam şehit olurum. Ne işim var başka ülkelerde. İşte diyordu başka ülkelerde savaş çıkıyor buraya geliyorlar. Gencecik insanlarsınız savaşın şehit olun, bundan güzel mertebe var mı diyordu. Ben seni bırakmazdım ki diyordum. Konuşuyorduk sürekli. Ben durmam ki ülkem için, senin için, ailem için savaşırım diyordu. Öyle sürekli konuşurduk, çok vatan millet sevgisi doluydu. Ben de o atmosferi yaşasaydım ben de çıkar mıydım bilmiyorum ama şu durumda ben orada olsaydım bırakmazdım diyorum. Şehitlik çok güzel bir mertebe ama ben biraz bencillik yapıyorum galiba, keşke yanımda olsaydı, dizimin dibinde olsaydı da şehit olmasaydı ya da beraber şehit olsaydık" diye konuştu. 

KIZINA ÇOK DÜŞKÜN BİR BABAYDI
Eşinin, kızına ve kendisine çok düşkün örnek bir aile babası olduğunu söyleyen Asya Yeşilay, şunları söyledi: 

"O kadar düşkün ki babası kızına. Akşam gelirdi kızım nerede. Uyusa uyandır derdi. Yeni uyudu derdim, yok derdi, öpeyim, seveyim derdi. O kadar düşkündü. Bazen diyorum bu kadar düşkünlükle nasıl gitti. Bize çok düşkündü. Bir erkek bazen dışarı çıkar arkadaşları gezer, o hiç çıkmazdı. Gelirdi 'Hadi hatun çıkalım gezelim biraz' derdi. Hep bizle gezerdi, bizle dışarı çıkar, boş gününde bizi gezdirirdi. Bazen diyorum bu kadar düşkünken nasıl çıktı. Sonra diyorum vatan her şeyin üzerinde. Zaten o da olsaydı kesin derdi ki senin için çıktım, senin huzurlu olman için, yavrumun geleceği için çıktım derdi. Kesin öyle derdi eşim."

EVİMİN ORTA DİREĞİYDİ...
Şehit oğlu Beytullah'ın ardından göz yaşı döken anne Türkan Yeşilay; "Şehit annesi, gazi annesi olduğum için mutluyum, ne diyebilirim ki vatan sağolsun. Üç evladım daha var yine bir şey olsa yine gitsinler. Çok gururluyum, çok mutluyum. Şehit annesi olmak çok iyi bir şeymiş. Çok acı veriyor ama gururluyum. 
Beytullah evimin orta direğiydi. Bu sene ev alacaktı, araba alacam dedi. Yani çok iyilerdi çocuklar. Evlendi bıraktı gitti. Evimin orta direğiydi, orta direği çelindi. Torunumda Beytullah'ımın kokusu var. Ona bakınca Beytullah'ımı görüyorum, o olmasaydı belki çatlardım" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim