Doğduğumuz günden bugüne kadar idrak ediyoruz hayatı. Doğum günleri sevdiğimiz dostlarımız tarafından bir kerede olsa hatırlanmak demek. Eğer ki gerçek dostluk kavramını anlayan ve idrak eden varsa bu zaman da.  
Şairin de dediği gibi “ölüme ayarlı saatiz” hepimiz. Ne zaman nerde hangi vakit geleceği belli değil ölümün. Bir gün bu gözlerimiz sonsuzluğa açılmak için kapanacak. 
İnsanlar maddi anlamda bir çok şeyin sahibi olabilirler ama kimse yaratılan doğruların sahibi değillerdir ve kimse doğruları babasının malı kimi kullanamaz.
 Acizane bir kaç kişi farklı bir ahlak anlayışı getirmek niyetinde olabilirler, ki en büyük acizlikleridir onların…  
Hayat öyle muhtemellerle dolu ki, insanın başına her an her şey gelebilir. Küçük dediğimiz bir serçe dahi bir insanın ölümüne sebep olabilir. Örnekleri çoğaltmaya gerek bile yok. 
Her şey bir bahaneye bağlı. İşte ihtimallerle dolu dünyada, aslında çok fazla şaşırmamak gerekir...   
Örneğin “dostluk” kavramında yoksun olanlara dostluk kavramını öğretmek, Dostluğumuzla…   Bu onlara verile bilecek en büyük ders olsa gerek. Dost dostun aynasıdır sözünden de yola çıkacak olursan bir insanın çevresini tanımaya gerek bile yok. Dostluk nedir diyenlere şu sözler yeterli olacaktır.
Öyle zamanlar vardır ki nereye gittiğiniz önemli değildir, önemli olan yanın da kimlerle gittiğindir. Gerçekten de öyle değil mi. Dost dostu asla yarı yolda bırakmaz. Gerçek dostluk pazara kadar değil mezara kadar olandır. Bir de dostlar hatırlamalı  hatırlanmalıdır. 
“Anılmak gönül  dağlarındaki gül kadar güzelse, Unutulmak hüzün dağlarında ki diken kadar acıdır. Unutmayacak ve unutulmayacak dostlara selam olsun”... 
48. yılını geride bırakan gazetemize ve çalışma arkadaşlarıma emekçilere çok teşekkür ediyorum.  Bugünden yarının tarafsız haberlerini hazırladıkları için. Ve sizlerle bizi buluşturdukları için. İyi ki varsın Yolun açık olsun 49 yılın kutlu olsun Nice yıllara...ileri gazetesi...