BAZEN deriz ya: " Tehlike çanları kimin için Çalıyor?" Çoğumuzun farkında olmadığı birbirimizin düşünmeden tartışma ile dile getirdiği bir sessiz tükenişten söz etmek istiyoruz. Zaman zaman iş yerinde kendi aramızda bu sorunu dile getiririz. O da: Türkiye de Türk'lerin azınlıkta kalışı!.. Türklere sahip çıkanın olmayışı !. Diyeceksiniz ki o nasıl laf ?: Türkiye Türklerindir, burada Türkler yaşar! Türk'lerin de özel hakları vardır! Peki öyleyse: Azınlıkların özel hakları var, Türk'lerin niye özel hakları yok ? Tamam.....Bu bir girişti: konuyu dağıtmayalım asıl konumuza dönelim.
Benim gibi 65'i devirmiş yaşlanmış insanımız çok iyi hatırlar. İlk okulları hatırlayın tıklım tıklım dolar üç beş sınıf olurduk. Her köyde ilkokul vardı; bir kaç öğretmen görev yapar sınıflar da dolup taşardı. Taşımacılık filan yoktu da yoktu o günlerde, her köyün bir okulu yüzlerce de öğrencisi vardı.  Köy okullarında da görev yaptım ben, çok iyi hatırlıyorum; O cıvıl cıvıl kalabalıkları...Şimdi o okulların yerinde yeller esiyor. O çocuklar da kalmadı, köyler, kasabalar boşaldı; hatta şehir okulları boşalmaya başladı. Nedir bu diyeceksiniz. Genç nüfus kaybıdır. Çocuk yapmıyoruz, yaşlanıyoruz ve Türk neslini azaltıyoruz. Nüfusumuz artıyor ya, diyeceksiniz; Ama hangi nüfus? Derme çatma doldurduğumuz  nüfus!..
Bana değil  geriye doğru 20- 30 yıllık istatistiklere bakın. Yozgat'ta göç olayı doğrudur, bunu tartışmıyoruz. Ama ülke genelindeki genç nüfusa bakın sürekli azalıyor! Bu gidiş yaşlılığa doğru gidiştir. Bir müddet sonra emekli ülkesi olacağız dersem kimse benimle alay etmesin! Avrupa ülkeleri gibi... Genç nüfusu kaybedersek ne olur sorusunu ben size sorayım? Hani diyordunuz ya:" Gençler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" diye. Ülkeyi gençlere emanet etmeyecek miyiz?
Bir de Türk nüfusundan bahsedelim. Her geçen gün azınlıkta kalıyoruz unutmayın! Bunu bir yere yazın. Ama diyeceksiniz: "Ne fark eder kafatascılıkla mı övüneceğiz?" Ister kabul edin ister etmeyin: Türk Milleti liderlik vasfı olan, cengâver, kahraman, gözü pek yiğit bir millet! Hem Türk tarihi hem de İslam tarihi bu kahraman milletin omuzlarında yükselmiş, çağlara hükmetmiştir. Türk Milleti kadar devlet kuran, ayakta duran, toprağına sahip çıkan başka bir millet yoktur. Isbat 
mı istiyorsunuz, tarihin sayfalarını karıştırın.
Tayyip Erdoğan'ı Türk olmamakla itham edenler: " Her aile en az üç çocuk yapmalı!" Uyarısını niye alaya aldılar? Kulağımla  duydum adam diyor ki: " Yahu şu adama bak yatak odamıza kadar girdi, yapacağımız çocuğa kadar karışıyor?" Ne denir bu söze densizlik. Devlet adamı bir tehlikeyi görmüş insanımızı uyarıyor: Çocuk yapın neslinize sahip çıkın diyor, yanlış bunun neresinde? Şu an belki bunun daha farkına varamadık ama  25-  30 yıl sonra bu tehlikenin farkına varacağız. (Aslında satır aralarında saklı  mesajlarım var, dikkatinizi çekmek isterim!..)
İsterim ki devlet baba şöyle bir tedbir alsın: Evliliği - aile yuvasını teşvik etsin, evlenen ailelere maddi destek yardımı sağlasın. Boşanmaları zorlaştırsın, aile eğitim yuvaları oluştursun.  Bu da yetmesin: çocuk sahibi olan ailelere çocuk başına para yardımını artırsın ve çalışan annelere kolaylıklar sağlansın! 
Burada pozitif bir ayrımcılık da yapalım: Türkiye' de Türk'lerin hakları  korunsun!.. Yabancıların ülkemizde mal edinme, toprak alma gibi durumları yeniden gözden geçirilsin!.. Mülteci durumunda olanlara destek olalım ama, şartlar yerine gelince ülkelerine geri dönsünler. Türkiye'nin Türk nüfusuna sahip çıkalım! Bunu bir Irkçılık anlayışı olarak değerlendirmeyin lütfen,  Ülkeyi  alın teri ve şehit kanlarıyla koruyan Türk Milletine sahip çıkma hakkıdır bu !..
Yine uzattık sanırım: Sözün özü şu önce can, sonra canan! Azalmaya başlayan genç nesil nüfusuna sahip çıkmaz isek geleceğimiz yaşlılık, emeklilik ve hantallıktır. Bu da neslin kısırlaşması ve Avrupa toplumları gibi tükenip gidişi demektir.