Eğitim insana donanım kazandıran, itibar kazandıran, verimli ve üretken kılan faaliyetler bütünüdür. Uygulamalı eğitim ise donanımı pekiştiren, kişiye vasıf ve özellik kazandıran, insanı meharetli ve becerikli yapan faaliyetler bütünüdür.
Günümüz eğitimcileri gerçekten iyi niyetli olmalarına rağmen uygulamalı eğitimlerde beceri yönünden eksi özellikler taşıdıklarından hedef kitlelerinde pek randıman alamamaktadırlar. Veya aldıkları yüzdeler uygulamalı eğitim yapılan kitleler yanında daha düşük kalmaktadır.
İşte geçmiş yıllarda örneğine rastladığımız Köy Enstitüleri temizlik, tarım, eğitim, davranış gibi bir çok alanda uygulamalı eğitim aldıklarından kazanmış oldukları donanımları eğitim için görevlendirildikleri kitleler üzerinde daha çabuk pratiğe dökmüş, daha kalıcı bilgi ve beceriler kazandırmıştır.  Şimdi bakıyorum kitle iletişim araçlarının az, ulaşımın zor, imkanların kısıtlı, sağlık ve temizlik koşullarının daha da kötü olduğu dönemlerde müfredat uygulayan Köy Enstitüleri gittikleri köylerde vatandaşlara temizliği, tuvalet alışkanlıklarını, hastalıklardan korunma yöntemlerini, tarımı, davranış kurallarını ve müfredatı belli eğitimleri uygulamışlar, çok ta başarılı olmuşlardır. Gittikleri ve görev yaptıkları her yerde insanlara kalıcı ve sağlıklı bilgiler vermişler uygulattırarak pratiğe yansıtmışlardır. Bakın bu eğitimenlerin çoğunu günümüzde yazar, şair, araştırmacı, politikacı, sanatçı vs. ünvanlara nail olmuş itibarlı ve liyakat erbabı kişiler olarak görmekteyiz.
Günümüz müfredatında köy enstitülerinin artı yönlerini alarak, laboratuarla donanımlı okullar kurup öğrencilere uygulamalı eğitimler verebilsek, ezbercilikten kurtarabilsek muassır medeniyetleri daha çabuk yakalamazmıyız.
Erezyonla mücadeleyi ağaç dikerek, alternatif tarımı bitki yetiştirerek, davranış kurallarımızı saygı ve hoşgörüyle süsleyip uygulayarak yapsak binlerce mesele kendiliğinden hallolmaz mı?
Saygılarımla..