Kanadı kırılmış yaralı bir kartalı andıran Kudüs’ün, ümmetin yetim coğrafyası olduğuna dikkat çekilerek, ‘Yüzyıllardan beri içine akıtmıştır ateşin gözyaşlarını. Bu yüzden, ağlasa da ağladığını belli etmemiştir. Dik, diri ve iri durmuştur. Vakur duruşunu ve metanetini hep muhafaza etmiştir. Kudüs mahzunsa ümmet de mahzundur. Onun tebessümü ümmetin ağız dolusu gülüşüne sebeptir. Kudüs kederliyse bize neşelenmek ve eğlenmek haramdır. O bizim ayrılmaz bir parçamızdır, biz de onun ayrılmaz bir parçasıyız. Kudüs ağlarsa ümmet de ağlar; ağlamalıdır da. Zira Kudüs’le ümmet birbirinden ayrılmayan uzuvlardır; et ve tırnak gibidir’ denildi.

Editör: TE Bilişim