Şimdi çocukluğumdan kalma bir türkü duyunca derin düşüncelere dalıyor, çocukluk günlerimi hatırlıyorum.
    “Zahidem Gurbanım Nolacak Halim”, “Dane dane benleri var yüzünde”, “karmı yağmış yüce dağlar başına”, “hastane önünde incir ağacı”, “pilav bişirdim yavan”, “çamlığın başında tüter bir tütün”..
    Rahmetlik babam geliyor aklıma. Rahmetlik annem geliyor aklıma.
    Şimdi çok uzaklarda olan birbirimizi zor gördüğümüz kardeşlerim geliyor aklıma.
    Çocukken hep aynı tabaktan yemek yediğimiz, aynı kaderi, aynı sefaleti, aynı mutluluğu, aynı üzüntüyü paylaştığımız beraber uyuduğumuz, beraber oynadığımız, beraber okula gittiğimiz günlerim aklıma geliyor.
Şimdi çok seyrek karşılaştığım arkadaşlarım, akrabalarımla yaşadığım hatıralar canlanıyor gözlerimin önünde.
    Bundan 20 yıl sonrasını düşünelim. Benim çocuklarım da çocukluklarını hatırlayacak. “Kıl oldum abi”, “arabada beş evde onbeş”, “sallama kasayı takacaksın”, şarkımı, türkümü, müzikmi, küfürmü neyise işte bunları duyunca çocukluklarını hatırlayacaklar.
    Bunlar zemin bir kültür olarak benliklerine yerleşecek, Avrupa Birliği içerisinde kültür üstünlüğü yarışına girecek, benim öz kültürüm diyecek. Böyle müzikmi olur diyenlere neden olmasın o zamanda vardı ülkemizde kültür denetleme kurumları, vize vermeseler piyasaya çıkmazdı diyecekler.
    Bilmiyorum utanacaklarmı, gururla mı anlatacaklar ama onlara şekil verecek bizleriz. Yanık ezgilerimizde bir dram, oyun havalarımızda bir onur, bir gurur, ağır havalarımızda anlatılan bir kültür, bir birikim, yüksek bir anlam vardı.
    Halk ozanlarımız bile felsefi yönü üstün kaliteli mısralar diziyordu türkülerinde deyişlerinde..
     İpini kıranın elindeki tırpanla biçip yok ettiği veya gölgeleyip fazla dinlememizi engellediği onurlu türkülerimizi, şarkılarımızı çocuklarımıza aşılamakta geç mi kaldık bilemem ama bu işe bir dur demenin zamanı geldi de geçiyor galiba.
    Karımızın kızımızın veya bir arkadaşımızın yanında otobüste, dolmuşta veya herhangi bir yerde orantısız açılmış bir müzik aracından utanarak dinlediğimiz sarkıntılık dolu bu uyduruk dinletiler çocuklara kültür olarak yapışacak ve bir illet olarak hafızalarında kalacaktır.
    Türk milletinin onurlu tarihinde namus anlayışını tüm dünya bilir.
    Taciz ve sarkıntılık dolu bu eğitimsizlik göstergesi küstahlıklara toplum olarak tepkimizi göstermediğimiz müddetçe daha çok hoplama dingili kıran, duttum garının neresinden, göreceksin ayarı, salla, vs. vs. küfürleri çok duyacağız.
    Ve hatta bizim toplumumuzun öz kültürünü yansıtan türkülerimize kene gibi yapışacak adını anlamını ve sözlerini değiştirerek okuma yazmayı bilmeyen, eğitim ve edepten yoksun bir şarlatanın kendine göre uydurduğu sözleriyle aynı ezgileri dinleyeceğiz.