Yine gidiyor musun cansuyum? Söylesene kavuşmalar gitmelerin yolcusu mu? Yoksa vuslat dediğimiz şey hep ayrılığın borçlusu mu?
Peki, kalan egzoz dumanları içindeki burukluk sonra o gizlenilen, ayrılığın tenhalığında saklanaraktan düşen damlaların hakkı ne olacak cansuyum?
Gelmelerine ve gitmelerine ipotekli şu yalnızlığımın çaresi yine bir farın paslı aydınlığı mı olacak? Yok değil görünür görünmez ışıklar içinde kaybolup gidecek mi yalnızlığım?
Tarifi olmayan bir yola düşmüşsek, üşümüş çürümüşsek ve kaybolmaya, yok olmaya layık görülmüşsek neden bu içimizdeki kıpırtılar? Ve her defasındaki huzur, endişe arasındaki gelgitler neden cansuyum?
Sevmek kiralık zamanlara yelken açıyor, oysaki her şeye rağmen temelden satın almak isterdim, ister miydin?
Susup kalmaların öldürüyor içimdeki denizleri ve çekip gitmelerin, bir daha arkana dahi bakmamaların cansuyum… Her sorum havada ve her cevabın büyük yalanlarda cansuyum…
Kaybolmak verdiğin cezamı oluyor haksızlığına? Ve cevapsızlığın haklılığına yol mu düşüyor?
Bu kadar acımasız olma cansuyum, ömrüm sabır çekmekle geçerken ve umutlara büyük hayaller sererken, yerden yere vurup durma cansuyum. Unutma! Senden büyük Allah var cansuyum…