HER ne kadar yıl yeni olsa da hayaller eski ama her şeye rağmen biz 2019 yılının ilk yazısına güzel temennilerle başlayalım.
Yine sağlık, huzur, sevgi ve dostluk dileklerimizle karşılayalım yeni yılı.
Yılın ilk gününde ekonomik sıkıntılardan bahsedip moralinizi bozmak istemem ama göstergeler 2018’e nazaran ekonomik açıdan 2019’un daha çetin geçeceğini gösteriyor.
2019 yılında Allah yardımcımız olsun...
Biz konumuza dönelim.
2018 yılında daha önce hiç yapılmadığı kadar fazla siyasi anket yapıldı.
Yozgat için 2018 anket yılı oldu diyebilirim.
Evet, 24 Haziran genel seçimleri için de siyasi anketler yapıldı fakat 2019’un Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler için son birkaç ayda yapılan anketler geçmişteki tüm anketleri gölgede bıraktı.
Peki, anketlerde ne soruldu?
Şu isim mi yoksa bu isim mi? A partisi mi yoksa B partisi mi? Partiye mi oy verirsiniz yoksa adaya mı? vesaire…
Kimse vatandaşa aday kriterlerini sormadı.
Sormuyor da zaten, ne gereği var!
“Nasıl bir belediye başkanı istersiniz” gibi bir soru yöneltilse sokaktaki vatandaşa fena mı olur?
Yerel bir seçimde siyasi partiler üzerinden çıkılan yol ne kadar mantıklı olur?
“Partiye mi oy verirsiniz yoksa adaya mı?” sorusu aslında “kafamıza göre bir aday koysak acaba kazanır mıyız?” sorusuna bir cevap bulabilmek içindir!
Ben de bir vatandaşım ve bir oyum var.
Bugüne kadar hiçbir siyasi partiye üye olmadım.
Her ne kadar genel politikalardan dolayı zihnimde yer edinen bir siyasi parti olsa da yerel seçimlerde daha çok adaylara bakarım.
Çünkü bana göre yerel ölçekte aday siyasi partiden daha önemlidir.
Ben de buna bakarım…
Yazımın başlığında bahsettiğim belediye başkanı kriterlerim şunlar:
- Neden aday?
- Ne vaat ediyor ve ne verebilir?
- Şehir, çevre, yatırım, enerji, tüketim, kültür ve teknolojiden anlıyor mu?
- İnsan mı?
- Zayıfı korur mu?
- Dürüst mü?
İşte bu kriterlere göre oy vereceğim veya oy vermeyeceğim adayı belirlerim.
Günlük yaşamımızda, aile-arkadaş ilişkilerimizde ve ticaretimize “dürüstlük her şeyin başıdır” düsturundan hareket etsek de farkındaysanız başkanlık kriterlerimde dürüstlüğü en sona yazdım.
Derler ki, üç şey bir arada olmaz, bunlar; akıl, dürüstlük ve siyaset.
Akıllı ve dürüst bir insan siyasetçi olmazmış.
Akıllı bir siyasetçi, muvaffak olmak için dürüst olamazmış. Dürüst bir siyasetçi, akıllı olarak kabul edilmezmiş…
Velhasıl…
Seçmenine neden aday olduğunu anlatabilen, aday olduğu koltuğa yarın oturduğunda şehre neler katabileceğini söyleyebilen, şehrini tanıyan, ileriye dönük projeleri olan, insanlığını yitirmemiş, zayıfı koruyabilecek ve dürüst bir belediye başkanı istiyorum.
Benim kriterlerim bunlar.
Sağlıcakla…