10 dakika yağan yağmur, 10 cm.lik kar birikintisi şehirleri, beldeleri, köyleri felç etmektedir. Büyükşehirlerde trafik kaosu yaşanmakta, ulaşım büyük oranda yapılamamaktadır. Vatandaşın iş ve zaman kaybının hesabı yoktur…
Şehirlerin düzensiz, plansız gelişimi, olmazsa olmaz kuralı olan altyapı çalışmalarını hep ikinci, üçüncü plana atmıştır. Belediye başkanın akıllısı! Görünmeyen yere yatırım yapmaz… Göstermelik parklar ve bir yılda deforme olup, yürümek için cambazlık gereken kaldırımlar yapar…
İstim arkadan gelsin misali, önce binalar dikilir, yollar asfaltlanır, ardından, PTT hattı için yollar delinir. Bu iş biter, kanalizasyon çalışmaları başlar, yollara yama yapılır devamında doğalgaz çalışması başlar, say, say sayabildiğince… Yamalı yolların tozu çamuru işin cabası… Vatandaşın çilesi hiç bitmez. Nasıl ki, temelsiz bina olmaz, altyapısız şehir hiç olmaz…
Avrupa’da bir bina yapılırken, öncelikle altyapısı hazırlanır. O binada kaç kişinin oturacağı kayda alınır. Su borusu, kanalizasyon, tahliye boruları, elektrik aksamları nüfusa göre hesap, kitap yapılarak yola çıkılır. Ruhsatları belediyeler yukarıdaki, kriterleri göz önüne alarak verir. Denetlemeler yapılır en ufak aksaklıkta ruhsatlar iptal edilir. Sokağında veya caddesinde bir çukur varda vatandaşın arabası hasar görmüşse, kaldırımdaki, bir taşın oynamasıyla vatandaşın ayağı burkulmuşsa, belediyeler tazminata mahkûm edilir. Eğer bu aksaklıklardan ötürü vatandaşlarımız tazminat davaları açsa, adliyeler sırf bu işlere bakacağından diğer davalara bakmaya sıra gelmez. Ayağı kırılanda, başını taşa vuranda, arabasının amortisörleri haşat olanlarda kadercilik oynarlar.
***
Binalar şehirlerin aynasıdır. Ancak bizde aynanın tek yüzüne bakılmaktadır. Aynanın öbür yüzünde vıcık, vıcık sorumsuzluk, nemelazımcılık, bilinçsizlik yatar. Senesine kalmaz kaldırımlar sökülür yeniden yapılır! Hani ya dostlar alışverişte görsün misali…
Ey belediyeler, ey sorumlular, Türkiye’nin altyapı sorunu imdat çığlığı atmaktadır… Kulaklarınızdaki tıkaçları çıkartıp, oy kaygısını bir yere bırakıp altyapı sorununa eğiliniz. Arabesk yapıların sorumlusu sizlersiniz…
Ey vatandaş, belediyelerinizden öncelikle altyapı isteyin, parkı ve yolunun asfaltlanmasını sonra istersiniz…
Kanunlardaki, imar mevzuatları ranta kurban edilmektedir. Oysaki imar nizamnamesi şöyle der; 4/9153 karar,
Madde 6 – İmar hududu içinde beldenin müstakbel gelişmesine ayrılmış olup ta parselasyon planları (Tatbikat ve parselasyon haritaları) yapılmamış yerlerde bu haritalar yapılıp tasdik edilmedikçe ve bu haritalara ve projelerine göre yol ve kanalizasyon yapılmadıkça o yerlerde yapıya izin verilmez.
***
Ne yazık ki, Türkiye deki şehir ve ilçelerin %51’i alt yapıdan yoksundur. (Köylerin %75’i altyapısızdır)