Siz hiç açık havada tahtadan yapılmış oturaklara evinizden götürdüğünüz , minderi de üzerine koyarak oturup.
Elinizde bir gazoz ve beyaz leblebi dolu yada küçük poşet içinde mısır patlağı çıtırtı ve gazozun verdiği gılık gılık sesleriyle.
Bir taraftan da gökyüzünün o güzel esrarengiz güzelliğinin hayaline dalarak
Akıp giden yıldızları seyrederek dilek tutmayı, süzülerek gelen tayyarenin yanıp sönen kırmızı ışığına bakarak , arada birde gözünün önünde sergilenen kocaman perdede oynayan açık hava sinemasında.
Yılmaz güneyin ağalı köleli köy filmlerini, Cüneyt Arkının kılıcıyla vatan kurtaran sahneleri seyredip kahramanlık duygularını yaşama imkanınız oldu mu?...
Sinema sonrasında etkilendiğimiz filimlerle.
Birtaraftanda elimizde tahtadan yapılan kılıçlarla Cüneytçilik… oyunları oynayıp yüksek duvarlardan aşağıya yanlamasına yeeeet… diye çıkardığımız o kahramanlık nidalarıyla düşman askerlerinin üzerine atlayarak sözde vatan… kurtarıyorduk.
Kardeşim yüksek yerden aşağıya atlayış sırasında omuz kemiğini kırmıştı.
Kemiğinin kırılmasına rağmen.
Vatan bu omzumuzda kırılsa??? Canımız yanmıyordu çünkü Vatanımıza Sevdalıydık!…
belki de oynadığımız oyuna?..
Günümüzde de Vatan kurtaran çocuklar… var.
...