BUGÜN özel bir konuğum var. Yüreğinin güzelliğini hayatın her alanında kullanan, toplumun huzuru için çaba harcayan, insanın yaşama hakkına saygılı, insan haklarını koruyan, mücadeleci, umut vadeden, başarılı kadınları yazmayı çok severim. Yazmayı kadın yazar olarak vazife bilirim. 
“Kadınlar Ölmesin!” başlıklı köşe yazımda Emine Bulut cinayetine tepki gösteren Yozgatlı kadınların yürüyüş düzenlediğinden bahsetmiştim. Bugün bu yürüyüşün düzenlenmesinin asıl mimarı Ceyda Yeşilkaya’yı yazacağım büyük zevkle…
Ceyda, henüz 20 yaşında bir öğrenci. Belki bir evlat olarak Emine’nin kızını anlayabilir ama henüz anne olmamış Ceyda’nın Emine Bulut’u anlaması olağanüstü bir his. Bu his, Ceyda’nın Yozgatlı kadınlara öncü olmasına vesile oldu. Yozgatlı kadınlar Ceyda ile sessizliğini bozdu. “Kadına şiddete hayır!” “Anneler ölmesin, çocuklar ağlamasın!” gibi sloganlarla yürüyen kadınlar bir ilke imza attılar. Ceyda, kadınlarımızın Yozgat’tan yükselen sesi oldu. 
Ceyda’nın aklı, vicdanı, ahlakı, hemcinslerine uygulanan ve sonu çoğu kez ölümle sonuçlanan vahşet ve her türlü şiddeti kabul etmedi. Bir şeyler yapmalıydı. Telefona sarıldı. Telefonun diğer ucunda “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” vardı. Belki de birçoğumuz bu platformu ilk kez Ceyda ile duyduk. 
Kadın cinayetlerinin durdurulması ve kadınların şiddetten korunması için 2010 yılında kurulan platformun Genel Müdürlüğünü Gülsüm Sav üstleniyor. Türkiye genelinde temsilci ve üyeleri bulunuyor. Ceyda ise Yozgat temsilcisi.
Vah vah, tüh tüh, yazık olmuş, daha çok gençmiş demekle kadın cinayetlerinin bitmeyeceğine inanıyor Ceyda. 
Bu şekilde biteceğine inanmak, bana göre de çözümden kaçmaktır. İmkansıza inanmaktır.
Ceyda Yeşilkaya cinayete kurban giden, şiddet gören kadınlar için bir şeyler yapması gerektiğine inanan, toplumsal sorunlara duyarlı ve çözüm odaklı düşünebilen bir birey. İşe, valilikten gerekli yasal izni almakla başladı Ceyda. Broşürler bastırdı, Yozgat’ın bütün esnafını dolaştı. Düzenlenecek yürüyüşle ilgili bilgiler verdi. Bu yürüyüşe hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden, kişi ayrımı yapmadan duyarlı tüm Yozgat halkını davet etti. Siyasi parti temsilcileri, kadın kolları başkanları, Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse’nin muhterem eşi, Yozgatlı kadınlar ve erkekler polis eşliğinde Yimpaş AVM’den başlayıp Cumhuriyet Meydanı’na yürüdüler. 
Ceyda, yürüyüşün ardından yaptığı basın açıklamasında İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 Kadınların Korunması Kanununun uygulanması gerektiğini açıkladı. 
Peki, neydi İstanbul Sözleşmesi?
İstanbul Sözleşmesi; kadın cinayetlerinin durdurulması, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların şiddetten korunması, eğer uygulanmış şiddet var ise faillerin araştırılması, soruşturulması, yargılanması ve gerekli cezayı almasını öngörüyor.
Ceyda, yürüyüşe katılımın az olduğunu düşünüyor ama büyük işler küçük adımlarla başlar. Yeni doğan bebeğin doğar doğmaz yürüdüğü görülmemiştir. Beslenecek, gelişecek, emekleyecek, ilk adımların ardından yürüyecek. Yürümek için Ceydalara ihtiyacımız var.
Gülsüm Kav’ın da dediği gibi: “Yeni Havvalar, eski Ademleri yenecek!”
Yozgat’ın da artık bir Havva’sı yani Ceyda’sı var.