Cenab-ı Allah sanki Yozgat’ı Türkiyemizin ortasına yerleştirmekle ülke birliğinin, bütünlüğünün temelini atmış…
     Bu temelin üstündeki millet yapısı ise Yozgat gibi sağlamlığın, sadakatin, asaletin ve faziletin vermiş olduğu güven ve mukavemetin emniyetiyle sürekli yükseliyor.
    Her ilin kültürü hangi renklerde olursa olsun, vazgeçilmez ve kaynaştırıcı gelenekler sadece bizde. Bu ayrıcalığından dolayı Rabbimize binlerce şükürler  olsun..
    Saymakla bitiremeyeceğimiz oyun, yemek, tarih, doğa, giyim, düğün, el sanatları, alternatif tarım teknikleri, ortak çalışma ve muhabbet şenlikleri gibi zengin geleneklerimiz vardır. Bakın bir yemek kültürümüzün müştemilatından bahsedelim.
    Bazı yemekler vardır ki öğün olarak yenilmez, ama herkesin canının istediği, lezzetine doyulmaz, masrafı az, özlemi fazla ve vazgeçilmezdir…
     Eee.. şimdi diyeceksiniz madem masrafı az, hemde vazgeçilmez lezzette, o zaman neden sürekli yenilmez, her zaman yapılmaz…… Yapılmaz çünkü Yozgat yemeğidir. Yozgat yemeklerinin özelliği dostla, arkadaşla, komşuyla, misafirle yenilirse güzelleşir.
    Misafirdir sofranın tadı, yemeğin lezzeti. O yüzden adı “Arabaşı”’dır, “Testi Kebabı”dır, “Madımak Cacığı”dır, “Tandır Kebabı”dır, “Parmak Çörek”tir, vs. vs… Aranan sadece muhabbettir, dertleşmektir, paylaşmaktır…
     Peki bu ortama kimin yemek kültürü emsal gösterilebilir. İyi bakın diğer illerin yemekleri sadece öğünden ibarettir. Ferdidir veya aile içindir. İşte bizi ayıran en önemli fark ise burada başlar.
     Bu kadar kolay yapılan, zahmetine zevkle katlanılan, tuzu, biberi, sosu muhabbet olan bu yemeklerimizin bütün dünyaya tanıtılması gerekirken, ne yazık ki hala ülkemizde bile bilinmiyor, tanınmıyor.
    Geleneklerle ilgili kültürel programlar seyrediyoruz. Yozgatımızın turistik mekanları, örf ve ananeleri tadını ve muhabbetini bilmedikleri için herkese ilginç ve ürkünç gelen arabaşı zenginliğimiz üzerinden verilse, farklı bir ilgi odağı olmazmı?.
    Çağımız reklam çağı… Yerel ekonomilerin ferdi veya organize ticari faaliyetlerle ulusal ve uluslar arası pazarlara açılım için fırsat kolladığı, kültürlerin tescillenerek bölgelere tapulandığı şu dönemlerde bize ait zenginlikleri neden liyakatiyle değerlendiremiyoruz.
    Birikimlerimiz ve farklılıklarımız adına neden festivaller, tanıtım günleri ve kültür haftaları düzenlemiyoruz.
    Masrafı ne ki bunların. Üstelik beşte biri Yozgatlı olan Başkentin 220 km. yanında olma fırsatı varken neden değerlendiremeyiz onlarca fırsatı bilmiyorum ki..            Devamı Yarın