Op. Dr. Kocamanoğlu yaptığı açıklamada, “ Erkeklerde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada. Prostat kanseri tüm dünyada yıllık yaklaşık 1,4 milyon tanı ile erkekler arasında ikinci sıklıkta görülen kanser olup, kansere bağlı ölümler arasında beşinci sırada yer almaktadır. Benzer şekilde ülkemizde yüzde 13 lük oran ile akciğer kanserinden sonra ikinci sırada prostat kanseri yer almaktadır. Prostat kanseri sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Kanserin görülme oranı 30 yaş altında yüzde 5 iken 79 yaş üzerinde ise yüzde 59’lara kadar çıkmaktadır. Etnik köken, ailede prostat ve meme kanseri öyküsü olması, prostat enfeksiyonları, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, yağlı diyet, sigara kullanımı da prostat kanseri riskini artırabilmektedir.

02 Mayıs 2024 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler 02 Mayıs 2024 Yozgat ve ilçelerinde nöbetçi eczaneler

Erken tanı hayat kurtarır

Prostat kanseri çoğunlukla yavaş ilerlediğinden net bir belirti vermeyebilir. Ancak idrar yapma problemleri, idrar ve menide kan görülmesi gibi durumlarda prostat kanseri varlığı araştırılmalıdır. Prostat kanserini saptamada prostattan salgılanan PSA’nın kandaki düzeyine bakılması ile parmakla rektal muayene uygulanmaktadır. Ayrıca şüpheli olgularda prostata yönelik MR inceleme de tanıda kullanılmaktadır. Kesin tanı ise prostat biyopsisi ile konulmaktadır. Kılavuzlar 50 yaş üstü erkekler, 45 yaş üstü ailede prostat kanseri olan erkekler, 40 yaşında PSA-1 ve 60 yaşında PSA-2 olan erkeklerin, prostat kanseri açısından iyi bilgilendirilip erken PSA tarama testlerinin yapılmasını önermektedir. Prostat kanseri organa sınırlı halde erken dönemde saptandığında tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavide tümörün tipi ve derecesi, hastanın yaş ve genel sağlık durumu göz önüne alınarak cerrahi, radyoterapi, HIFU gibi fokal tedaviler ve aktif izlem uygulanmaktadır. Organ dışına yayılmış ileri evre olgularda ise cerrahi, hormonal tedavi, kemoterapigibi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bilindiği üzere tüm dünyada ve ülkemizde kanser vakalarının görülme sıklığı artmaktadır. Diğer hastalıklarda olduğu gibi tedavide en önemli noktanın erken teşhis olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlamda yukarıda belirtilen semptomları olan veya herhangi bir şikayeti olmasa da 50 yaş üstü erkeklerin üroloji hekimine başvurup gerekli tetkik ve muayenelerini yaptırmaları erken teşhis için önemlidir” ifadelerini kullandı. (Yasin Nazım Kayhan)

Editör: Duygucan Baloğlu