YOZGAT, il merkezi olma özelliğini süratle kaybetmeye devam ediyor. Daha düne kadar 'Valisi olan Köy!' olarak nitelendirilmesine tepki verirken, bugün geldiğimiz noktada 'mezra!' statüsünü bile kaybedebilecek noktaya gelmekteyiz. Eğer gelecekte bir gün 'siz Ankara'nın veya Kayseri'nin mahallesi oldunuz!' denirse, şaşırmamak gerekir. Zira bu kafa ile buraya gidiyoruz... 
Merkez, moda deyimle 'cazibe/çekim merkezi' olabilmesi için atılması gereken adımları atmadığı gibi, mevcut statüsünü dahi koruyamaz bir noktaya gelmiştir/getirilmiştir. Son dönemde yaşanılan iki ayrı yangın olayında yaptığımız tartışma, 'Belediyenin itfaiye aracının yetersizliği' ile sınırlı. Filanca ilçede bulunan itfaiye aracı Yozgat Belediyesi'nde de olsa ne yazar, olmasa ne yazar...
Mesele olup olmamasından öte. Yozgat Belediyesi başta olmak üzere diğer İl Müdürlükleri, yapmaları gerekeni yapamıyor, ilçelerden 'yardım' talebinde bulunup, alıyorsa, o zaman durup bir değil bin defa düşünmemiz gerekir. Yozgat merkezde bulunan il müdürlükleri, kurumlar, sivil toplum kuruluşları, iyi bir yapılanma ve tecrübe ile Yozgat'ın en uzak mezrasına bile hizmet götürmesi gerekirken, oralardan yardım ve destek alıyorsa, bu çok acıdır...
Yozgat Belediyesi ile birlikte AFAD, Kızılay gibi kurumların il merkezinde her türlü yangına, afete mücadele edebilecek bir donanıma sahip olması gerekir. Bu donanımın yanında görevlendirilen personelin de müdahale kabiliyeti ve sürekli eğitimli olmaladır. Yoksa yeni bir itfaiye almanın bir anlamı yok...
Yangına müdahale yapılmaz. Kontrol altına alınıp, söndürülür. Tıbbi maske takıp, kasketle olay mahalline gelen itfaiye ekibi, ateşe su sıkar. Ateş yandaki binaya sıçrar, yangın büyür. Zarar bir değil bin olur, tartışma çıkar...