Vatandaş devlet dairesine gittiği zaman, karşısındaki, ilgiliye sözlü söylemese bile içinden “siz Devletin memurumusunuz, Paralel Devletin memurumusunuz?” diye geçirebilir mi, geçirmiyorum diyen de yalan söyler.
Bu durumda, paralel devlet! Döneminde verilmiş olan kararlar, ceza hükümleri, dinlemeler, dinlemeye dayalı mahkûmiyetler, emniyetin uydurma, özentisiz, görevini kötüye kullanarak hazırladıkları fezlekeler ne olacak? “ben yaptım oldu, ben yaparım.” Kararlarının neticesi nereye varacak? Soru, soru, soru…
***
Yukarıdaki, soruların cevabını verecek olan mercii ADALETTİR…
Yerini bulmayan Adalet, Adalet değildir. Madem Devlet içerisinde bir çete oluştu, o çetenin mensuplarını ortaya çıkartıp, işledikleri kanunsuz işlemlerin hesabını soracak olan Devlettir. Suçluyu, suçsuzu ortaya çıkartacakta Adalettir. Ortaya şöylece büyük bir soru dökülmüyor mu? Çetenin, paralel Devletin yapmış oldukları, GEÇERLİMİ, GEÇERSİZMİ..? Eğer geçersizse, yargılamalar yeniden yapılmalıdır. Kanayan yara ancak o zaman tedavi edilir. Aksi halde Adalette yara açılacak ve o yara kangeran olacaktır. Vatandaş çaresiz bırakılamaz. Hukuk Devletinde vatandaş kendi kendisine çare arayamaz. Yok eğer, çete, paralel söylemleri havada kalacaksa, bunun adı iftira olur. Devlete güven sorusu ortaya çıkar. Devlete güvensizlikte de ne hukuk nizamı kalır nede demokrasiye inanç.
Millet iradesini hükümsüz kılan hiçbir kavram sağlıklı yaşayamaz. Devlet Millet için, Millet Devlet için vardır. Milletsiz Devlet, Devletsiz Millet olamaz. Devleti, Devlet yapanda Adalettir.