Yozgat güzel insanların memleketi... Nice kahramanlar, şehitler, şühedalar ve yiğitler yetiştirmiştir. Bilim adamları, siyasetçiler, devlet adamları, gazeteciler, şairler ve yazarlar yetiştiren bereketi toprakların adıdır: Yozgat. Müslüman bir ülkede, bereketli topraklarda, Anadolu da ve Yozgat ‘ta  bulunuyor olmak bir ayrıcalıktır. Ben böyle olduğuna inanıyorum! Kutsal mekânlara, kutsal topraklara da saygı duyuyorum.
Böyle bir girişten sonra yakın zamanda kaybettiğimiz değerli bir eğitimcimizden öğretmenimizden söz açmak istiyorum. Onu 1970 li yıllarda tanıdım. İmam – Hatip Okulunu bitirdiğim yıllarda rahmetli babamın vasıtasıyla tanımıştım onu. Yozgat İlköğretim Müdürü olarak görev yapıyordu. Bir vesileyle tanıştırıldım ve o yıllarda Haydarbeyli Köyü İlkokuluna vekil öğretmen olarak görevlendirildim, tanışmamız böyle başladı.
Daha sonraki yıllar kendisiyle bizzat tanışıp fikir alış verişinde bulunduk. Küçük çaplı araştırmalar yapıyordum. Ona uğrayıp yardımcı olmasını istemiştim. Halen gülümsemeyle hatırladığım bir cevap vardı. Ondan sonra dostluğumuz arttı ve yakın arkadaş olmaya başladık. Bazen aynı gazetelerde köşe yazarlığı yaptık. TV programlarına birlikte katıldık. Fikirlerinden, düşüncelerinden ve araştırmalarından fazlasıyla  faydalandık.
En ilgimi çeken konu şuydu: Araştırma için hangi köye gitsem:” Yılmaz Göksoy buralara geldi araştırma yaptı” demişlerdi. Sanki onun ayak basmadığı köy uğramadığı mekân kalmamış gibiydi. Zaman zaman benden ilginç isimler sorar araştırmaları için kaynak arardı. Anlardım ki, Yılmaz Hoca bu konuyu detaylı şekilde araştırıyor, saygı duyardım. Daha sonralar dost oldum dersem doğru söylemiş olurum. İki dost, iki arkadaş, iki hemşehri… Birbirimizi çok severdik. “Altını kıymetini sarraf bilir derdi.”
Onun İçin “ Ayaklı Kütüphane”  diyenler vardı. Yozgat ve  Yozgat tarihi konusunda en büyük araştırmanın Yılmaz Göksoy tarafından yapıldığına inanıyorum. Gazetelerde, dergilerde köşe yazıları yayımlandı. Hemen hemen her konuda Yılmaz Göksoy bizim için bir markaydı. Onun yazıları okunur, onun sözü, sohbeti dinlenir, o hiç boş konuşmazdı. Onunla muhabbet etmekten zevk alırdım...Usul usul konuşur tatlı tatlı söz eder kendini dinletirdi. Oldukça da nüktedan bir kişiliğe sahipti…
Sözün özü bu insan geçtiğimiz aylarda rahmetlik oldu Rabbine kavuştu. Mekanı cennet olsun Allah’ dan rahmet diliyoruz. Deriz ki: İyi bir eğitimci, iyi bir araştırmacı, iyi bir Yozgat ve Yozgatlı dostu olan bu öğretmenimiz unutulmamalı. Eserleriyle yaşamalı, gönüllerde yaşatılmalı, ismiyle yaşamalı ve yeni nesillere örnek bir şahsiyet olarak tanıtılmalı...
Teklifimiz iki konu üzerinedir. Birincisi araştırmaları makaleleri ve yorumları mutlaka elinde mevcuttur. Bunlar değerlendirilmeli ve Yozgat kültürüne, edebiyatına kazandırılmalı. Damadı var, kızları var onlarla görüşülüp bu çalışmalar alınabilir ve kitaplaştırılarak Yozgat kültürüne kazandırılır.
İkincisi de “ Yılmaz Göksoy” gibi bir eğitimci unutturulmamalı. İçimizde yaşatılmalı. Yeni nesillere Örnek gösterilmeli. Yozgat Valiliğimizden, Yozgat Belediye Başkanımızdan, Milli Eğitim Müdürümüzden rica ediyoruz; bu öğretmenimiz unutulmasın. Adını bir okula verebiliriz, adını bir mahalleye verebiliriz, adını ciddi bir kuruluşa verebiliriz, adını bir tesise verebilir onu hatıralarıyla yaşatabiliriz derim. 
Deyin ki: Buna değer mi? Tüm kalbimle söylüyorum ki, değer!. Yılmaz Göksoy’u bu memlekette tanımayan var mı? Onun çalışmalarını  takdir etmeyen var mı? Hayır…O zaman Yılmaz Göksoy adı niye yaşatılmasın ... Çocuklarımız onu niye tanıyıp örnek almasınlar; Söyler misiniz? “ Ahmet Hoca buna değer mi diye soracak birinin olduğunu düşünmüyorum. Yılmaz Göksoy yaşatılsın, unutulmasın, unutturulmasın ricamız budur…