MERVE’nin Aksaray’dan gezmeye gelen halasının kızı Hüsnü’ye:
-Hamit amca sen rahatsız mısın?... Benzin hep soluk. Yoksa bir şikayetin mi var?... Giden sene geldiğimde biraz daha iyiydin. Yoksa birine mi Sevdalısın?… dedi.
Onların meraklarına Sevdaya!… Tebessüm ederek. Şikayet lafına da:
-Hamdolsun güzel kız. Çok şükür şikayetim yoktur. Biraz sızılarım var ondandır… Herhalde, dedim.
Şaheser lafa karışarak edalı edalı söylendi:
-Amca!… Sevdalı mısın lafını duyunca güldün. Ne oluyor!… Kime sevdalısın? Söyle bakalım, dedi.
Derin derin bir kaç nefes alarak önümde duran ve pembe Çiçekler açan. Menekşeye şöyle bir bakındım. Birde Peygamber Kılıcı Çiçeğine…
Daha sonra da gamlı gamlı mırıldanarak:
-Evet Gül kız… Hamd olsun. Sevdalıyım!... Diyerek gönlümdeki sevdamı coşturarak.
Yel oldu esti, sel oldu coştu.
Gül oldu dağ demedi bozkır demedi.
Çiçek olup açtı;
“Şu gördüğünüz Menekşe Çiçeğinin Pembe açan Çiçeğine…
Şu ilerde duran Peygamber Çiçeğinin Kılıcına… Siz saf çocukların…
O tertemiz oyununa , yüreğine.
Dağa taşa sığmayarak mazlum kulunun temiz kalbinde yer bulan Yare!..
Evet çocuklar Sevdalıyım… Gök yüzünde sırayı bozmadan uçan.
Turnaların göç edişine ve bir turnanın yaralandığında onun yanında gönüllü olarak kalan dostunun , dostluğuna teslimiyetine!…
Ustaca ilmek ilmek işleyerek ördüğü ağıyla Güllerin Gül’ünü!... saklamayı başaran Örümceğe.
Onun sakladığı Gül kokuluya!…
Ayşe’deki Güle!… Fatma’nın Narın’a!…
Büşra heyecanlı ve titrek sesiyle:
-Amca kusura bakma ama!… Ben bundan bir şey anlamadım?.
Mehtap bildiklerini bir bir anlatıyordu:
-Anlamayacak ne var akıllım!... Çiçeği Böceği… Kurdu Kuşu… Beni seni, Hamit amcamızı kim yarattı? Tabi ki Allah… Şimdi öğrendin mi?. Amcamızın Sevdiğinin kim… olduğunu, diye konuşuyorlardı.
Arkadaşım Astsubay kıdemli başçavuşun sarı kızı. Seçil ay oda pencereye sessiz sedasız gelerek mavi boncuk gözleriyle de ayrı bir ışık , ayrı bir Sevgi sergiliyordu:
-Hamit amca beni yeni kitabında yazacaksın tamam mı?... Sana gene boş arsalardan Papatya toplayıp, baba annemlerin bahçesinden sana gene güller getireceğim, diyerek.
Çaktırmadan benimle pazarlık ediyordu. Postacının torunu Büşra temizlediği kitapları raflara özenle boy boy dizerken bir taraftan da oda sorular soruyordu:
-Amca hani yeni kitabın konularından bahsedecektin? dedi.
Mehtap lafa karışarak:
-Yeni kitabın adı ne olacak?.
Pınar:
-Amca okulumuzda kitaplarınla ilgili yazılar hazırladım , şiirlerini de Öğretmenimiz çok beğendi sınıfta arkadaşlarımıza okuttu. Beni de artık unutmazsın herhalde, diyerek. Bir birleriyle adeta yarış ediyorlardı.
Benimle konuşuyorlar kitaplardan bahsediyorlar. Yazarlıktan anlatıyorlar.
Okumanın yazmanın güzelliklerini bir bir sergiliyorlardı.
***
Sana elbise, Ayakkabı alırım diyerek.
Avunup kavrulmayı.
Baba, ana yanında. Onlar sız olup.
Yırtık ayakkabı içinde üşümeyen.
Çocuk olmak istiyorum.
***
Selam ve dualarımla.