İLERİ Gazetesi'nin nazik yöneticileri gazetede köşe yazmaya başlayacağımı okurlarına bildirmişlerdir ama bende açıklamak isterim. Bundan sonra her Pazartesi Türkiye’m ve milletimle ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmış olacağım.
    Karar Gazetesi yazarlarından Taha AKYOL 1970 lerde, içinde benim de bulunduğum bir grup gencin kültürel anlamda yetişmesi için büyük çaba gösterdi. Bizlere kitaplar tavsiye eder, okuma teknikleri ile bilgiler verir, kitap fişlemesinin nasıl yapılacağını dâhil birçok alanda teknik bilgiler öğretirdi. Bugün çok önemli bir arşive, kitap fişlemesine ve bunların sistemine sahipsem Taha Akyol’un  da etkisi önemlidir.  
    O yıllarda bile önemli sayıda kitaba sahipti. Bizlerin eğilimlerine göre kitaplar verir okumamızı sağlardı. 1973 yılında ilkyazımı yazdıran, büyük bir hevesle o zaman ki Orta Doğu gazetesine gönderten, gönderildikten üç gün sonra yayınlanan yazıma benim kadar sevinen de yine kendisi olmuştu. 
    O yıllarda onun yol göstericiliğinde Orta Doğu ve Hergün gazetelerinde birçok makalelerim yayınlandı. Şimdilerde dünya görüşlerimiz ve fikirlerimiz uyuşmuyorsa da kendim adına ona teşekkür borçluyum.
Okuma alışkanlığımın kişiliğimde açtığı pencerelerden üçü; vefa, hafıza ve şuur’dur. Birey hayatında da toplum hayatında da bu üç unsurun önemli olduğuna inanıyorum. Bu nedenle bu üç hasletin iyi özümsenmesi ve içselleştirilmesinin insan onurunu yücelteceği düşüncesindeyim. Vefa olmadan insanlığın bir tarafı açık kalır. Açık kalan yer soğuk kış gecesinde iyi örtülmemiş insan sırtı gibidir. Hemen ciğerlerden hastalanır.
Hafıza da insan ve toplum hayatında çok ama çok önemli olması gereken bir özelliktir. Hafıza (bellek),  bireyin veya toplumun yaşadığı ya da çeşitli yollardan öğrendiği bilgileri akılda tutabilme yetisidir. Hafıza tecrübe ve bilgilerin depolandığı yerdir. 
Hafızada olan bilgiler hatırlanmak istendiğinde, hatırlamak için teşebbüs edildiğinde bize olumlu cevap verip bilgileri aktarıp hatırlatıyorsa o hafızada sorun yok demektir. Eğer istediğiniz, çağırdığınız bilgiler gelmiyorsa o hafıza rahatsızdır. Maalesef Türk milleti olarak hafıza rahatsızlığımız ileri safhadadır. Hafıza insanlarda bulunur. Hayvanlarda alışkanlık vardır, bilinçli farkındalık yoktur. 
Şuur ise ''Arapça bir kelimedir. 'Ş-A-R' kökünden gelmektedir. Beş duyu organı vasıtasıyla elde edilen, hafızada yerini alıp aklın süzgecinden de geçirtilerek varılmak istenilen sonuçtur.” Şuur bireyin veya toplumun ulaşması ve olgunlaştırması gereken bir kaynağıdır. Bu nedenle bireyin veya toplumun hayatında yer alan sosyal, tarihi, ekonomik, kültürel, siyasi olayların sebebi, sonucu, başlangıcı ve bitişi, yapılan başarılı veya başarısız girişim veya eylemleri beyinden tekrarı sağlanarak ders çıkarmak ve o kaynakla ileriye doğru hareketi sağlar. 
Çanakkale Harbini baz alalım. Orada kahramanca mücadele eden atalarımıza, minnet ve şükran duyguları taşımak vefa; Çanakkale Zaferinin başlama sebebini, savaş içindeki olumlu veya olumsuz eylem ve söylemleri ve sonucunu yer zaman ve şahısla bezeyerek akılda tutmak;  hafızadır.
Çanakkale Zaferi'yle ilgili başlangıcından sonuna kadar bilinmesi gereken bilgileri beynimizde pişirmek, yarar ve zararlarını tespit ederek tecrübe yokluyla ileriki hayata aktarmak ise şuurdur. Çanakkale’de ki kahramanlardan biri olan Seyit Onbaşı'nın 270 kiloluk mermiyi zorlanmadan topa yerleştirmesini hatırlamak hafıza, Seyit Onbaşı'nın top mermisini zorlanmadan kaldırmasına duyulan hissiyat, düşünce ve kafa yormak şuurdur. Seyit Onbaşı'nın bu kahramanlığını hatırlamak, anmak ise vefadır.
Bir süre önce Bulgaristan’da Todor Jivkof döneminde Türkler'e uygulanan vahşeti akılda tutmak hatırlamak hafıza, hatırda tutulan bu bilgilerle yarınlarda tekrar aynı duruma düşmemek veya düşülünce yapılacak harekete sahip olmakta Şuurdur.
Arakan’da zulmü yaşayan Müslümanların gördüklerini yaşadıklarını akılda tutması hafıza, bu gibi durumlara düşme sebebinin bilincine varma düşüncesi, iyiliğine yapılanları unutmaması ve eğer kurtulurlarsa yarınlarda takip edecekleri yol da şuur kaynaklıdır.
Doğu Türkistan’da Çin zulmü altında yaşayan soydaşlarımıza yapılanları hatırda tutmak hafıza, bu ve buna benzer gelişmelere karşı duygu ve akıl bakımında tedbir düşünmek de şuurdur.
Yozgatlı olmak veya Yozgat’ın ekmeğini yiyip suyunu içmek, iyi veya kötü günlerini burada geçirmek, karşılaştıkları ve yararlandıkları manevi veya maddi kazanç sebebiyle Yozgat’ı hatırlamak onun iyiliği için elinden geleni yapmak vefa; Yozgat’ta yaşadığı zamanı hatırında tutmak hafıza; Yozgat’tan aldığı kültürü, sevgiyi, saygıyı, kimlik sahibi olmayı bilmek Yozgat’a duyduğu sevginin, ilginin sonucu oluşan düşünceye de şuur denilebilir. 
Ülke ve millet olarak hafızamızın güçlü olması gerektiği veya Yozgatlının da yerel bazda hafızasını ve şuurunu diri tutması gerektiği ortadadır.
Bu nedenle “Yozgat İleri” gazetesinde yazılarıma başlarken vefa, hafıza ve şuur olgusunun en başnoktada tutulması gerektiğini hatırlatarak bismillah diyorum.