Sizden öncekilere ‘‘Vefasızlık’’ ettiğiniz zaman, sizden sonrakileri de size ‘‘Vefasızlık’’ yapacaktır, hiç kuşkusuz. O nedenle ‘‘Vefa’’ sadece İstanbul’un bir semti olarak zihinlerimizde kalmamalıdır, kendimize olan saygının, sevginin yok olmaması adına, ‘‘Vefamızı’’ her daim göstermeliyiz.
Nihat Boydaş...
Hemşerimiz...
İyi bir Yozgatlı...
İyi bir sanatçı...
Sözü de özü de birdir, lafını esirgemez, anlayana...
Anlamayanla da onun işi olmaz, oturmaz meclisine...
Gazi Üniversitesi’nde görev yapıyor, Yozgat’tan giden her davete icabet etmekle kalmıyor, Yozgat cenahından birisi el etse, kendisine el edildiğini düşünüp, koşuyor.
Hasret gideriyor...
Doğup, büyüdüğü bu kentte...
Bu kentin, taşıyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla...
Dinleyene ediyor iki kelam...
Dinlemeyene, kırılmıyor ama nükteliyor, inceden inceye...
Nihat Boydaş bu...
Anlat anlat bitmez...
İster şiir gibi...
İstersen roman gibi...
Hangisinden tad alıyorsan, öyle birisi; Nihat Boydaş...
Allah uzun ömürler versin...
Versin ki; Bu değerden birşeyler daha öğrenilsin...
Daha çok şey var söylenecek.
Yetinelim bugün bu kadarla...
Dilim döndüğünce, aklım erdiğince tanıtmaya, anlatmaya çalıştım, ‘‘Neden ismi verildi o caddeye’’ denilmesin, diye...
Yozgat Belediyesi Meclisi ‘‘Vefa’’ örneği gösterdi, hemşerimizin isminin yaşatılması adına bir caddeye ismini verdi.
Belediyenin ‘‘Vefası’’ Nihat Boydaş ile sınırlı değil elbet...
Daha bir çok ismin yaşatılması adına anıtlar yaptırdı, caddelere isimler verdi.
Belediye Başkanı Yusuf Başer, Nihat Boydaş Caddesi’nin açılış töreninde söyledi, diğer sanatçılarımızın, devlet adamlarımızın, akademisyenlerimizin, işadamlarımızın, bilim, ilim adamlarımızın isimleri de yaşatılacak, bu topraklarda. Kimseye yapılmayacak ‘‘Vefasızlık.’’
Dün Yimpaş AVM Karşısındaki Caddaye ‘‘Prof. Dr. Nihat Boydaş’’ ismi verildi. Açılış töreni yapıldı. Törene Yozgat’taki il yöneticilerinin yanında Ankara’dan da katılımlar oldu. Boydaş’ı mesai arkadaşları yalnız bırıkmadı. Bayram Bilge Toker, Burhanettin Kapusuzoğlu gibi dostları da vardı Boydaş’ın yanında...
Törendeki tek sıkıntı, sunumda yaşandı. Sunucu, Caddenin ismini ‘‘Sokak’’ olarak anons etti, yapılan uyarıları önce dikkate almadı, daha sonra ısrarlı düzeltme talebi ile Boydaş’ın isminin Caddeye verildiğini belirtip, ardı ardına bir şeyleri sıraladı. Topladığınızda söylediklerinin tamamı, aynı şeyden ibaret olduğunu görürsünüz. Ama gereksiz yere uzatmayı tercih etti.
Bunu neden dipnot olarak düşme ihtiyacı duydum. Zira bu hep yapılıyor. Sunucu, konuşmacılardan daha fazla konuşuyor, herkesi gereksiz yere geriyor...
