Geçen yıl 592 kilogram kokain ele geçirildi. Son üç yılda Türkiye'de yakalanan kokain miktarında yüzde 572 oranında artış görüldü. Yakalanan miktarın artmasında son yıllarda Türkiye'nin hedef ülke olmasının yanı sıra transit olarak kullanılmaya başlamasının da etkisi bulunduğu vurgulandı.
Araştırmada, Türkiye'nin, Hollanda ve Belçika menşeli ecstasy kaçakçılığında hedef ülke olarak etkilenmeye devam ettiği değerlendirildi. Geçen yıl Türkiye'de 1 milyon 364 bin 253 tablet ecstasy ele geçirildi. Bu sayı 2010 yılına göre yüzde 45,7 oranında bir artışı ifade ediyor.
Türkiye captagon kaçakçılığından hem transit hem de pazar olarak etkileniyor. Geçen yıl ülkede 1 milyon 94 bin 770 adet captagon tablet ele geçirildi. Bu rakam, 2010 yılına oranla yüzde 2,4'lük bir artışı gösteriyor.
Metamfetamin, son yıllarda küresel kullanımı artan bir uyuşturucu olarak ön plana çıktı. Türkiye'de ilk defa 2009 yılında 103 kilo olarak gerçekleşen metamfetamin yakalaması, 2010 yılında 125, 2011 yılında ise 350 kilograma yükseldi.  Metamfetamin yakalamalarının, 2012 yılının ilk altı aylık döneminde 300 kilogramı geçtiği TUBİM'e bildirildi. 2011 yılında Türkiye'deki metamfetamin olaylarında yakalanan şüphelilerin çoğunluğunu, 2009 ve 2010 yıllarında olduğu gibi İranlılar oluşturdu.
2009 yılında 153 olan madde bağımlılığına bağlı ölüm sayısı 2010 yılında yüzde 17,6'lık düşüşle 126 gerçekleşirken, en fazla ölüm olayının meydana geldiği ilk beş il sırasıyla İstanbul, Antalya, Adana, Gaziantep ve Ankara tespit edildi.  2010 yılında, İstanbul'da 57, Antalya'da 15, Adana'da 14, Gaziantep'te 9 ve Ankara'da 4 kişi madde bağımlılığına bağlı yaşamını yitirdi.
Önceki yıllardan farklı, 2010 yılında ilk defa toplam 6 bağımlının ölümünde metamfetamin, amfetamin maddesi görüldü. 2009 yılında ecstasy kullanımına bağlı herhangi bir ölüm vakasına rastlanmazken, 2010 yılında bu maddeye bağlı 1 ölüm meydana geldi. Madde bağımlılığına bağlı ölenlerin yüzde 94,4'ünü erkek, yüzde 5,6'sının kadın olduğu tespit edildi.
Uyuşturucu madde kullanan kişiler tedavi olabilir. Özellikle tedavi ilkelerini yerine getiren kişilerde uyuşturucu maddeyi bırakma oranı çok yüksektir. Kullanılan uyuşturucu madde esrar, eroin, fark etmez. Tedavi sadece kişinin uyuşturucu maddeyi bırakmasını değil, sosyal yaşamına geri dönmesini ve yaşamını sağlıklı biçimde sürdürebilmesini de içerir. Bu ise uyuşturucu maddesiz yaşam tarzının inşa edilmesi ile mümkün olmaktadır.
Tedavide başarı oranının araştırmalarda %40 olduğu bildirilmektedir. Kişinin tedavi olma motivasyonu ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Kullanıcılar arasında “bu hastalığın bir tedavisi olmadığı” yolunda bir kanı yerleşmiştir. Halbuki, bu yanlış bir kanıdır. İsteklilik ve kararlılık tedaviyi mümkün kılmaktadır.Yapılan araştırmalar, şeker hastalarının uyuşturucu madde kullanıcılarına göre tedaviye daha uyumsuz olduğunu göstermektedir. 
Ancak uyuşturucu madde kullanımında hastalığın tekrarı sadece tıbbi sorunlara yol açmamaktadır. Aynı zamanda sosyal, ekonomik ve adli sorunlara da yol açmaktadır. Kişinin uyuşturucu madde kullanımını daha büyük yıkıma yol açtığı ve yaşam kalitesini düşürdüğü için, diğer hastalıkların tekrarından daha önemlidir.
Genç bir nüfus yapısına sahip olan ülkemizde sigara, alkol ve uyuşturucu maddeleri Madde ile tanışma ve madde kullanım yaşının giderek düştüğü ve 12-17 yaş arası gençlerin risk altında olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bu bakımdan gençlerin zararlı alışkanlıklardan korunması ve onlara sağlıklı yaşama bilincinin kazandırılmasında en büyük görev eğitim kurumlarına düşmekte, bu manada  okul, öğretmen, aile ve toplumun işbirliği daha da önem arz etmektedir.