Mülteci bir istekle geldim durdum kapına usta.
Bu sınırdan kaç insan daha kaçar usta? Kaçmazda, kaçamazda, kaç insan daha alınir satılır usta?
Karanlığım, karanlıklarım azalmıyor ve inadina her gün bir fazlayım siyaha dair usta? Bir adam ölüm fermanini imzalar mi?
Ben bugün ölüm fermanımı imzaladım usta.
Gülümseyen türküler yok, mutlu bir zaman, mutlu bir yıl yok ve geçen her senem daha da acı usta sonra ömür bitiyor daha ne deyim usta?
Ha! Usta bir adam nasil bunaltılır? Ya da bir insan nasıl cinayete katılır?
Durup dururken, her şey güzelken; ne bileyim en azından ben böyle düşünürken, hani onları insan sayarken, bir adam nasıl adamlığından çalınır usta?
Ben gidiyorum usta, yaşama sebebi kalmamış bir yüreğin mülteci durusuyla ya da ne sayarlarsa öyle yani o sinirda alınan, satılan, bazen kaçan, bazen mayınlara düşen bir canla.
İste böyle usta, bir cana, bir basa kalmış bu yürek çırpınıyor ve soruyor sana, bu sınırdan adam mı?
Kan mı?
Barut mu?
Can mı çıkar usta?
Ha! Usta mutlu yillar.