Nefesimizi kesiyorlar, kanımızı donduruyorlar, “hadi canım bu kadar da olmaz dedirtiyorlar…” Tüyler ürperten planlar, aklı hiçe sayan yalanlar var bu şehirde usta…
Arkadan konuşanın adı ne ola ki? Kahpelik modaysa bu devirde, cehennem hangi şehirde? Yok değil biz hangi masalı yaşıyoruz bu devirde usta?
Laf dinler gibi yapanların çoğaldığı ama kendi bildiğini yani elinden gelen piçliği arkasına koymayanların yaşadığı gönlümün bu şehri, şerefsiz cesetlerle dolu usta…
Sevmenin, inanmanın suç olduğunu düşünüyorum ve her defasında kalbimde insana şüpheyle yaklaşmanın şart olduğunu hissediyorum. Bize bunu yaşatanlara ne yapmalı? Ya da yapmamalıda bir şey; çare, merhem ne olmalı usta?
Kısaca usta, böyle şüpheyle yaşamak zorunda mıyız sahiden? Ve kimseye güvenemeyecek miyiz? Sırtımızı dönemeyecek miyiz? Peki, nasıl yaşanır bu kepazeliklerle usta? Nasıl nefes alınır tedirgin gecelerin içinde, yorgun günlerin peşinde yaşamaya çalışırken usta?
Ben böyle yaşamaları gömmeye gidiyorum, sende bu çırağının yanında olur musun son kez usta?