Ramazan ayında insanlar ister oruç tutsun, ister tutmasın özellikle öğle saatlerine ve sonrasında ciddi bir rehavete kapılıyor.
Ramazan ayının kendisine özgü farklı ve özel atmosferi nedeniyle, insanlarda ''Acıma'', ''Yardımseverlik'' duyguları da had safhaya ulaşıyor, ''Gergin'' ve ''Asabi'' durumların yanında.
İşte bu özel durum, kendisini ''Uyanık!'' sınıfına dahil edenler tarafından kullanılmaya çalışılır. Çoğu zaman da hedef tahtasına koydukları, işte o Ramazan rehaveti kapsamında olaya bakar ve attığı adımın yanlış olduğunu öğrendiğinde ise iş işten geçimiş olur.
Önceki gün işte böyle bir durumla karşı karşıya kaldık.
Gazetemiz bürosuna gelen şahıs, kendisinin hasta olduğunu, bunu önemsemediğini ancak, 6 yaşındaki kardeşinin durumunun daha kötü olması nedeniyle hayırseverlerden yardım beklediğini vurgulayıp, haber yapılması talebinde bulundu.
Dinledik, fotoğraflar çektik, notlar aldık, haber için gerekli olan malzemeleri temin sonrasında ise şahsa ''Geçmiş olsun'' dileğimizi iletip, vedalaştık.
Daha önce de yaşamıştım aynısını. Kendisini eski bir futbolcu olarak tanıtan ve rahatsızlığı nedeniyle kulübünün kendisini kapının önüne koyduğunu, bu yüzden de tarım alanlarında çalışarak, çocuklarının geçimini temin ettiğini ileri sürmüş, hayırseverlerin kendisine sahip çıkıp, yardım etmesini istemişti.
Konuyu araştırdığımda, verdiği bilgilerin önemli bölümünün ''Gerçek dışı'' olduğunu öğrenmemin yanında, aynı şekilde başka kentlerde de yerel gazetelere haber yaptırıp, insanların iyi niyetini istismar ederek para topladığı bilgisine de ulaşmıştım.
Bundan hareketle, haberi bekletip, bilgi topladıktan sonra kullanmak istedik. Ulaştığımız bilgiler, şüphelerimizi doğruladı.
Zira Boğazlıyan ilçesinde böyle bir şahıs ikamet etmiyor, fona başvurusu yok. Daha önce 2010 yılında yaptırdığı haberde ise, kendisinin ameliyatı için gerekli olan paranın bir kısmını temin ettiğini, diğer kısmı için ise hayırseverlerden destek beklediğini belirtmesine karşın, şimdi yine aynı rahatsızlıktan muzdarip olduğunu ifade ediyor.
İnsanların zaaflarından yararlanıp, ihtiyacı olmadığı halde yardım talebinde bulunanlar, gerçek ihtiyaç sahiplerinin de taleplerinin karşılanamadığını sanırım biliyorlardır.
Bu ve buna benzer daha bir çok olayla karşılaştım. İyi niyetin istismarı sonrasında, her olaya şüpheyle bakar hale geldim.
Sokak sokak dolaşıp, el açıp, dilencilik yapanlara istisnalar hariç kolay kolay sadaka vermedim. Çünkü, ''Sadaka'' verdiğim kişinin, bir gün sonra, iki gün sonra zabıtada karşıma çıktığında çok şaşırmıştım. Zira, ''Dilenci'' olarak ''Sadaka'' verdiğim kişinin aslında çok zengin olduğunu öğrenmiştim. Sadece bir kez değil, birden fazla yaşadım aynısını.
O yüzden temkinliyim. Hem sadaka talebinde bulunanlara karşı hem de böyle gelip, kendisini acındırmak suretiyle sizi yönlendirip, kendi amacına alet etmek isteyenlere karşı...