Evet 03.11.2009 yılında, imza Çiçek’in değildir diye yazmış, son cümlelerimizden birisini de Tarih en büyük yargıçdır diye noktalamıştık…
Çok şükür yanılmadık, ıslak imza Sayın Dursun Çiçek’in olmadığı, kumpasa kurban edildiği ortaya çıkmıştır… 
2009 yılında yazdığımız köşe yazımız aşağıdadır, Allah insanı kuru iftiralardan korusun. (Amin S.T.)

***

İMZA ÇİÇEK'İN DEĞİL... 

Kuru imza, ıslak imza… Aldı başını gidiyor bu imza… 
Önce bir etüt çalışması olarak yansıdı kamuoyuna, sonrasında, dalga dalga bir okyanus olup, girdaplarına bir yığın ilgili, ilgisiz kişiler atıldı...
Sayın Genelkurmay Başkanımızın istifasından tutun da, Silahlı kuvvetlerin, Nizam-ı Cedid, Asakir-i Mensuriye gibi yapılanmalarından (!) söz ediliyor…
Lügatlarda ‘’izan, edep’’ denen kelimeler vardır ki, ne anlama geldikleri de çoğu kişilerce bilinmekte, ama bazılarınca da hiç bilinmemektedir.
Bu kişiler ’’İnsaf’tan da yoksunlar" ki, dillerinin altındaki baklayı gösterip gösterip çekmektedirler. Biraz izan ve insafları varsa ki, hiç sanmıyoruz, Türk Silahları Kuvvetlerinin Yeniçeri Ocağı olmadığını bilmeleri gerekir...
Tarihte, Alemdar Mustafa paşalar da vardır, Patrona Haliller de… 
Son zamanlarda o kadar çok patrona Haliller çıktı ki, şaşmamak elde değildir. Ne acıdır ki, bu patrona Haliller, profesör ve bazı kalem erbaplarından çıkmaktadır. 
Türkiye’de hiçbir kurum, uluorta vücutların bir yerlerden savurmalarla yerilemez...
Bu Silahlı Kuvvetler ise daha da özen göstermek gerekir ki, her aklı başında insanın da bunu bilmesi gerekir.
Tabii bunu idrak etmek için de insan olmak  (!) unsuru önem taşımaktadır. 
Şu ıslak imza konusuna gelecek olursak; imza Albay Dursun Çiçek’e ait değildir. Sadece bunu belirtip, gerisini yüce yargıya bırakalım. Zamanında en büyük yargıç olduğuna vurgu yapalım ve de unutmayalım. 
Askerin yakasından da o yakışıksız, çirkin elleri çekelim. 
Galiba bugünlerde askere kafa tutmak, bulaşmak pirim yapıyor ki, önüne  gelen sallıyor…
O asker Türk halkının askeridir. 
Hani ya başta da yazmıştık; İZAN VE İNSAF… 
03.11.2009