Bize gelince; Sürücüsüz oto işi bizde yürümez. Sürücüsü olduğu halde binlerce ölü, binlerce engelli insanlar artarak kayıtlara girmektedir. Ansızın bir traktörün çıkmasıyla freni unutup! kaza yapan otomobil, bizim yollarda çıldırıp “yok arkadaş ben sürüşten vazgeçtim” deyip, kendi kendisini imha ederler. Bizim yollara çıktığında, hele ki bir tatil gününde teslim bayrağını çekerler… Sadece sollamalarda ayvayı yerler… Sinyal vermeden dönenlere arkadan toslarlar… Zikzak yaparak giden sürücüleri gördükçe de kendisini yardan aşağı atarlar… Bide Türkçe küfürden anlayacakları tutarsa, ne anaları kalır, ne de avratları, hele birde hem suçlu hem güçlü birisine rastlarlarsa, eşikteki, beşikteki, gelmişi geçmişi, yedi sülalesi sinemaya ısmarlanır..! Koyun ve hayvan sürülerine rastlarsa, yarış yapan gençlerin arasına düşerse, işareti bulunmayan yol tamiratlarına denk gelirse ayıkla pirincin taşını… Yıllık bakım yaptırmaya gittiğinde “Nerelisin hemşerim?” sorusuna ne cevap verir acaba..? Bu arabaların yazılımını yapanların bize gönderecekleri arabaların yazılımını mutlaka şu cevapları verecek şekilde ayarlamaları gerekir…
- Nerelisin hemşerim?
- Kaça aldın?
- Kilometre ne basıyor?
- Babanın mı senin mi?
- Bununda kara kutusu var mı?
Veya hepsine toptan cevap olarak tek cümle: Sana ne???
Benim aklımın almadığı, ehliyet sorunu nasıl olacak? Ehliyeti oto – pilot mu alacak, otomobil sahibi mi? Bana öyle geliyor ki, trafik kanunu baştan aşağı değişecektir. İstersen değiştirme… Zaten bizim yollarda sürücüsüz otomobiller imdat diye yol alırlar… Yolun açık, gönlün şen olsun oto – pilot…
