Köşe yazarımız ve Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneği Başkanı Ahmet Sargın’ın büyük emek harcadığı, geçtiğimiz haftasonu düzenlenen ve haftasonuna ayrı bir renk katan “Sürmeli Şiir Günleri”nden yola çıkarak yazıma başlamak istedim.
    Ahmet Sargın’ın özverili çalışmalarıyla yurdun dört bir yanından Yozgat’a akın eden onlarca şair-yazarla tanışma fırsatı  buldum.
    Şairlik Anadolu insanının özünde vardır. Şiirsel bir yaşam süren insanımız duygularını, düşüncelerini kaleme almasıyla nam salmıştır.
    Bu topraklarda yetişen onlarca ozan, şair, yazar ülke çapında ün yapmıştır.
    Ahmet Sargın, öğretmenlikten emekli olduğu günden itibaren kültürel faaliyetlere ağırlık verdi. En sonunda da Yerköy ve Sorgunlu şair-yazar arkadaşlarıyla birlikte Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’nin temellerini attı.
    Yozgat merkez ve ilçelerindeki şair, yazar, aşık ve halk ozanlarını  bir çatı altında toplamaya gayret gösteren Ahmet Sargın, ülke genelinde adını duyurmuş dostlarını da Yozgat’a davet ederek, buradaki meslektaşları ile kaynaştırmak adına kolları sıvadı.
    Bir nevi duygudaş ve gönüldaşları buluşturma organizasyonu olan “Sürmeli Şiir Günleri”ni düzenledi…
    Haftasonu Ahmet Sargın’ın organizesiyle gazetemizi de ziyaret edip, bizlerle hatıra fotoğrafı çekinen onlarca gönül adamı hoş  sohbetleri ile bizleri de mutlu ettiler.
    Tabi gelenler şair olunca, merhabalar da, elvedalar da dörtlükler arasına sıkıştırılıp söyleniyordu. Muhabbetin en hoş kısmı  ise bu küçük dörtlükler oldu… yani şiir gibi geldiler, yine şiir gibi gittiler…
    Yozgat’ın tanıtıma ihtiyacı var. Tanıtım için sempozyum, konferanslar düzenleyip dikkatleri ilimize çekmeye çalışıyoruz.
    Bu uğurda yapılan her çalışmaya destek olmak, bir nebze de olsa katkıda bulunmak her Yozgatlının görevidir.
    Bu nedenle Ahmet Sargın’ın günlerdir çalışmalarını izliyorum.
    Maksat ne para kazanmak, ne de bu çalışmalardan kar elde etmek…  tek gaye var o da gönül birliği yapmış insanları bir araya getirmek… bunu da başardı Ahmet Sargın…
    Ahmet Sargın bize yakın bir isim olduğu için daha iyi anlıyorum.
    Çünkü  duygu adamlarının ayrı bir dünyası var ve o dünyada duygularını kaleme alan her insana yer var…
    Ayrı  bir tutkunlukları var birbirlerine.
    Ne bir siyasi görüş ne de başka bir oluşumda böyle her kesimden insanları bir araya getiremezsiniz, göremezsiniz.
    Onlar birbirlerinin sağına-soluna  bakmıyorlar, gönüllerine bakıyorlar.
    Birbirlerinin siyası görüşünü, hayata bakış açılarını bilmeseler de şiirlerini, kitaplarını, sözlerini çok iyi biliyorlar.
    En önemlisi de birbirlerini anlıyorlar. İşte bu çok önemli…
    Şairin, ozanın, aşığın yaptığı şey nedir? Sadece duygularını kaleme almak mı? Hayır. Toplua mesaj vermek gibi ağır bir sorumlulukları da vardır duygu adamlarının…
    İşin en zor tarafı da bu olsa gerek…
    Onlar insana, insanı yaradana, ülkeye, ülkesinin uğruna can verenlere, yağmura, o yağmuru yağdırana, sevene, sevdirene, sevilene yazarlar…
    Bazen de Yeniçeri Mehmet Ağa gibi, “Zülfiyare dokunanları” uyarırlar…
    Bozok Sempozyumu’nda onlarca ilim ve bilim adamını bir araya getirmiştik.
    Sürmeli Şiir Günlerinde de onlarca duygu adamı bir araya geldi.
    Ahmet Sargın başta olmak üzere çevresinde bu etkinlik için emek sarf eden Yozgat’ın şairine, ozanına, aşığına teşekkür ediyorum.
                    Yasin KAYHAN