krikler najjar tip 2Toplumsal ve sosyal hayatta çok iyi bilmemiz bir gerçek vardır: “Getirisi yüksek olan şeyin, götürüsü de yüksektir.” “Getirisi düşük olan şeyin, götürüsü de düşüktür.” Bu konu risk alma hususunda da geçerlidir. Yüksek risk alan birisi kazanırsa yüksek kazanır, kaybederse de yüksek kaybeder. En önemli örneği de menkul kıymetler borsadır. Yüksek parayla girerseniz, kazancınız da kaybınız da o oranda yüksek olur.
Ağır sonuçlar doğuracak zararlarına rağmen, faydalarından yararlanmak ve gündemden düşmemek adına, sosyal medyayı kullanmamız gerektiğine itiraz edileceğini zannetmiyorum.
Nasıl ki, televizyonlar ilk çıktığı zaman,  negatif yönlerinden dolayı kullanmamakta direnenlerin hepsi sonuçta pes etmişlerdir. Eğer, hala sosyal medyaya direnenler var mı bilmiyorum ama, onlar da günün birinde mutlaka pes edeceklerdir.
Peki, ne yapmalıyız?
-Sosyal medya ve akıllı telefonları mutlaka rasyonel, etkin, verimli ve rantabl bir şekilde kullanmalıyız.
-Yüksek kaliteli amaç ve hedeflerimize ulaşabilmek için, onları araç olarak kullanmalıyız. (İş müracaatı, yazdıklarımızı kitlelere ulaştırmak, duyuru ve ilanlarımızı yaymak, eski dost ve arkadaşlarımıza ulaşmak, ürün ve hizmetlerimizi pazarlamak, hünerlerimizi paylaşmak, acil ilanlarımızı duyurmak, eğitimimize – işimize ve ilişkilerimize destek sağlamak vb. için).
-Sosyal medya kullanımını bizim irademiz akıllı ve etkin bir şekilde yönetmeli, onun girdabında kaybolup gitmemeliyiz.
-Sosyal medya kullanımında ölçüyü ve dengeyi kaçırmamalıyız.
-Mutlaka kaliteli yaşamımıza üstün katkılar sunacak bir şekilde kullanmalıyız.
Peki, neleri yapmamalıyız?
-Sosyal medyaya günde ayıracağımız zaman,  makül ve hak ettiği bir süreyi asla aşmamalıdır.
-Kaliteli yaşamımız için önemli olan görev ve sorumluluklarımızı geriye iteklettirecek kadar hayatımıza girmemelidir.
-Dost ve arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle, aile yakınlarımızla iletişimi azaltacak, sevgi sunumu ve paylaşımına zarar verecek kadar zaman ayırmamalıyız.
-Bize anormal gelen bazı paylaşımlar, bazı insanlara normal gelebilir. İnatlaşarak ve iddialaşarak kavga ortamına sürüklenmemeliyiz.
-Birilerinin şaka niyetiyle paylaşımı diğerine çok olumsuz bir şekilde etki yapabilir. Bunlara verilecek cevapların yeni kavga ve negatif sonuçlara sebebiyet vermeyecek hassasiyette olmasına dikkat edilmelidir.
-Günde 8 saat kaliteli gece uykumuzu, sevdiklerimize ayıracağımız yüksek kaliteli ve anlamlı zamanı, görev ve sorumluluklarımızın gereklerini, spor ve egzersizlerimizi, kişisel bakım ve hijyenimizi, üretim ve paylaşımlarımızı, yardımlaşma ve dayanışma eylemlerimizi, kariyer ve gelecek planlamalarımızı, velhasılı önem arz eyleyen bütün işlerimizi, sosyal medyanın insafına terk etmemeli, janjanına ise, asla feda etmemeliyiz.
-Mutfağımızdaki bıçağı gerektiği gibi kullanmadığımız zaman elimizi kesiyor veya kaza ile üzerine düştüğümüz zaman, ölümcül yaralar açabiliyor diye, kullanmaktan nasıl vazgeçmiyorsak; sosyal medya ve akıllı telefonlarımızı da olumsuz yönlerine dikkat ederek, irademizi tümüyle teslim etmeyerek ve hayatımıza kalite ve anlam katmasını sağlayarak kullanmaya devam etmeliyiz.
-Asla ve asla “ayranı yok içmeye..”,  “kuyruğu dik tutma”, “hava atma” ve “egomuzu tatmin etme” gibi olumsuz düşünce ve eylemlerin peşine düşerek; başkalarını  küçük görme, aşağılama, rencide etme, değersizleştirme sığlığına düşmememiz gerekir.
Selam, sevgi ve dualarımla...   Alla’a (cc) emanet olunuz.
Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER /Antalya - Kaliteli Yaşam Uzmanı