Yıllardır yaşanan Kürt sorununun çözümüne yönelik atılan adımlar sonuç vermeli.  Hükümetin  ülkemizin  şiddetten arınması için verdiği mücadeleye destek olunmalı..  Kürt sorununun şiddetten arındırılması için silahlar susmalı, insanlar medenice tartışmalı ve insanca konuşmalı . Silahlar konuştuğunda öneri sunanların da, çözüm için çaba sarf edenlerin de sesi kısılıyor. Artık demokratik normlar devreye girmeli, başlayan olumlu sürecin kesintiye uğramaması için herkes sorumluluk  üstlenmelidir.  Barış umuduyla çıkılan yolun önündeki mayınların temizlenerek sürecin önündeki engellerin  açılmasını  istiyoruz.
Hayatlarımızı, geleceğimizi, dirliğimizi şiddet severlerin eline rehin vermemeliyiz. Bugünkü gibi zor zamanlarda konuşmamız önem taşır. Konuşmayı sürdürmeliyiz. Konuşmak için gerekli zeminin müsait olmasını sağlamalıyız. Herhangi bir şekilde söz söyleme özgürlüğünün kısıtlandığı, insanların düşüncelerini dile getirdikleri için korktukları bir ortamın şekillenmesine göz yummamalıyız. Türkiye’de bugün susması gereken yegâne unsur silahlardır. Bunun yolunu bulmak zorundayız.
Ülkemiz sınırları dışında bulunan silahlı örgüt mensupları ile cezaevlerindeki politik tutuklu ve hükümlülerin demokratik topluma nasıl entegre edileceği konusunda herhangi bir çalışma yürütülmemiş; yakılan ve boşaltılan köylere geri dönüşler konusunda gerçekçi projeler geliştirilmemiştir.  Yargısız infazlar ve faili meçhul cinayetlerin soruşturulması konusunda ciddi adımlar atılmamış; çatışma döneminin yarattığı yoğun işsizlik ve yoksulluğun nasıl giderilebileceğine ilişkin bölgesel bir planlama gereği duyulmamıştır. Silahlar sustuğunda çözüm önerileri başlayacaktır.
Kardeşlik, insanlara  muhabbet beslemektir. Yağmurun toprağa getirdiği bereket misali birbirimize rahmet ve şefkatli olmaktır. Peygamberimizden gelen bir vefadır kardeşlik. Fırtınalı denizlerde birbirimize sığınılacak bir liman olabilmektir. Kardeşlik, zor zamanlarda gönül alıcı bir söz, mütebessim bir çehre sunabilmektir. Kardeşlik, huzur ve mutluluğu paylaşmak, hüzün ve kedere, acı ve ızdıraba ortak olmaktır. Kardeşlik, mesafeleri, sınırları, engelleri ortadan kaldıran gönüller arası ülfet köprüsüdür. Kardeşlik, Efendimiz'in (s.a.s), 'Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz.' mesajı gereği, tüm insanlara kardeşçe yaklaşabilmektir.
Yıllardır devam ettirilen kardeşi kardeşe kırdırma ve toplumu bölme parçalama politikalarına karşı en etkili silahımız “ Kardeşlik duygusu” olmalıdır. Kardeşçe yaşamanın kucaklaşmanın  formüllerini bulmak ve geliştirmek zorundayız. Bu manada atılan olumlu adımları destekliyor “ Çözüm Sürecinde” yanlış adımların atılmamasını diliyoruz. Silahlar susmalı kardeşlik duygusu hakim kılınmalıdır. Şüphesiz ki Devlet silah bırakmaz, devlet ülke güvenliğini koruma ve kollama adına her türlü tedbiri almak ve gereğinde silah kullanmak zorundadır.
Çözüm sürecinde gelinen noktanın sevindirici olmasını ümit ediyoruz. Hiçbir pazarlığa tabi olmadan, devletin bekası ve toplumun huzuru için silahlı güçlerin devlete meydan okuma anlayışı terk edilmeli problemler masa başında konuşularak halledilmelidir. Buna karşı çıkanlar ayıklanmalıdır. Önemli ve asıl olan Türkiye Cumhuriyetinin bekası ve geleceğidir.