Kalpten kalbe giden yolda
Anlıyorsak gözlerimizden
O büyük sevgimizi,
Kim söküp atabilir ki
Bende ki seni, sende ki beni?
Ben bir şıvgındım kalbinin toprağında süregelen,
Başımı ilk uzattığımda bahardım,
Gözdüm, tomurcuktum, daldım bağrından fışkıran,
Şimdi sağanak halinde yağan yağmur oldum anne.
Doğduğumda sütün kadar masum,
Gözyaşın kadar berrak ve bir o kadar
Yakındım göğsüne şimdi dağ başında yağan kar,
Kanadı kırık göçmen kuş oldum anne…
Anne yarınsız sabahlarım oldu,
Ağladığım, sustuğum, içime kanadığım
Sesimi duyuramadığım öksüz ağıtlarım
Ve ayazda kaldığım gecelerim oldu…
Üstümün açıklığı kalbine,
Sırtımın yangını gözlerine
Sitemlerimin yollarına çıktığı,
Nice bensiz günlerin oldu…
Ey! Benim gün gece kanayan yaram.
Ey! Benim kınalı anam; bir sen varsın,
Bir de ben uykuları haram.
Bu akşam efkar, har başımda,
Dert, ateş genç yaşımda,
Ve özlemin, sel gözyaşımda.
Altı yaşında çocuğum ellerinde,
Çiğ tanesiyim nergiste,
Düşen damlayım göz bebeğinde,
Özlüyorum anne gurbet gecelerinde…
Aklıma “çocuksun sen” deyişlerin geliyor,
Sonra birden kasırgalar esiyor yüreğimin ortasında,
Ağlıyorum kanasıya ama kanmıyorum yokluğuna,
Çünkü hasretin kor bu hüzzam gurbet gecelerinde…
Ben bir karaağacım, kökü sağlam, bahtı kara,
Kolay kolay kırılmazdım ama
Baharımda dallarımdan, yapraklarımdan ayrıldım anne.
Böyle yazıyorum diye, gamı kendine mesken,
Kederi gönül kapında bekçi eyleme,
Çocuğum çünkü ben,
Çocuklar ne söylediklerini
Nereden bilsinler anne?

KADINLAR II
Ölmemeli küçük kadınlarımız
Küçük öykülerimiz  düşmemeli
Mavi hayallerimiz ölmemeli
Kadınlar kadınlar kadınlarımız.
    Mavi bir umut olur  o koşarmış
    Parmak uçların donar o ağlarmış
    Kulakların buz keser o kaçarmış
    Küçük kadınlar kanar o yanarmış…
Kadınlar kadınlar kadınlarımız
Ölmemeli küçük kadınlarımız
Kadınlar kadınlar kadınlarımız
Yaşamalı kadınlar kadınlarımız…
    Bir kahve içimi sonrasına ertelenen müzmin bir yara bu,
    Yarım kalan bir sevda ve nerede kaldığı unutulan.
    Dünyamı ikiye bölen bıçak
    Ve günün gerçek yüzünü üstüme örten karanlık,
    Şimdi ışık sızdırmayan bir örtüyle kaplı
    Ve bütün yaralarım bir bıçağın diğer yüzünde aşağılıyor sevdamı.
    Yaban umudumun peşinde, dalgalar yüreğime vuruyor. Yeşermiş ağaçların mevsiminde beynimin cenneti kuruyor ve özlemiyorum eskisi gibi, gözlemiyorum gemileri, adım yaban, umudum yaban.
    Sen hiç çengelli bir iğnenin ucunda yüreğini sallanırken gördün mü? Ya da bir çakalın salyalı dişlerinde gözlerini?
    Sahi ödün patladı mı hiç? Korku iliklerine işledi mi?
    Mavi suların çamura döndü mü? Düşlerinde bütün sokakların aldatılmışlığa çıktı mı?  Bir kızıl saç tepeden tırnağa yaktı mı hiç? Sahi sen gerçekten sevdin mi?
    Şimdi bana herkesten çok sevdiğini söyleyen bir kızıl saç var, yüreğim dişlerinde, gözlerim ellerinde, kıpırdasam damarlarımda duyarım sancılarını.         
    Sahi sen ölümüne sevdin mi hiç?