Sorgun’un güneybatısında ve 10 km kadar uzağında şirin bir köydür Şahmuratlı. Demir çağının görkemli şehri Pteria’nın bulunduğu Kerkenes bu köyün sınırları içerisindedir. İnsanları okumak için gayret ve rekabet halindedir.
    Büyük bir tarafı dağlarla çevrili olduğu için tarımı diğer köylere göre daha kısıtlı, her alanın bağ,  bahçe ve bostanlarla değerlendirildiği çalışkan köylülerin bulunduğu bir yerdir.
    Haliyle zor kazanılan ürünler de kolay paylaşılamadığı için genelde diğer köylere göre  Şahmuratlılara daha cimri mahlasında ekonomist köy derlerdi. Aslında benim de bir tarafım Şahmuratlılı. Yozgat civarında sohbetlerinin tatlılığı, dini konularda aktif ve yönlendirici bilgileri olan, Şahmuratlıya gelenlerin gönül rahatlığı ile misafiri olduğu rahmetli güzel insan Hacı Hoca kayınpederim olur. Şahmuratlı’nın bir kaderi de Sorgun’a bağlı güney köylerin yarıdan çoğunun yolu bu köyden geçerek Sorgun’a ulaşmasıdır. Tekrar aynı yoldan geri dönüleceğini düşündüğünüzde bağların ve bahçelerin pek emniyette olmadığı aklınıza gelmek zorundadır. Örneğin biz Alcı Köyünden Perşembe Pazarı’na koyun satmaya buğday satmaya, Resmi iş ve işlemlerimizi yapmaya her gelişimizde Şahmuratlı bağlarından altın sarısı üzümlerden yemediğimiz zaman kendimizi zararda hissederdik.
    “Yav üzüm değimli ne cimrilik ediyorsunuz” lafını ise Şahmuratlıya yolu düşmüş yaklaşık 50.000 kişi söylüyordu. Bunun yarısının üzüm yeme icraatını gerçekleştirdiğini düşünürsek Şahmuratlıların tedbir alması zorunlu ortaya büyük bir güvenlik sorunu ve ekonomik kayıp çıkmaktaydı.
    Kısıtlı imkanlarına rağmen tüm fertlerinin çocuklarına kaliteli eğitimler yaptırdığı, yüzleri batıya dönük, Avrupai düşünen vefalı babaların fedakar anaların yaşadığı, ahlaklı, faziletli, misafirperver, dürüst insanların bulunduğu Yozgatımızın yüz akı köylerinden birisidir. Neyse.. Gel gelelim Yozgat tanıtımı ve turizmi açısından Şahmuratlı’nın değerine.
    Sevgili hemşehrilerim.
    Dünya Kerkenes’ten haber bekliyor. Kazıları yapan İngiliz araştırmacı ve kazı ekibi başkanı Sayın Geofrey SUMMERS ve değerli eşi Sayın Françoise SUMMERS o kadar büyük başarılara imza atıyorlar ki, Demir çağının gizemli ve efsane şehri Pteria’yı ortaya çıkarıyorlar.
    Med’ler ve Lidya’lıların bu bölgede yapmış oldukları çetin savaşların bir güneş tutulması ile sona erdiği dünya efsanelerini süsleyen hikayelerdendir.
    Ülkemize ve Yozgat’ımıza çok büyük bir onur ve itibar kazandıran Sayın Geofrey SUMMERS ve değerli eşi Sayın Françoise SUMMERS’e çalışmalarında hepimiz yardımcı olalım. Tarihe ışık tutan üç yerleşim merkezini okul kitaplarından tüm öğrenciler öğrenmiştir.
    Truva, Alişar ve Alacahüyük diye. Şimdi tarihe ışık tutan yerleşim merkezlerinin başında bulunacağız. Alişar’ı ve Pteria’yı tüm kurumlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle ulaşabildiğimiz yerlere duyuralım. Bir müze kent, bir kültür kenti olalım ve uluslarası festivaller tertip edelim. Hem ülkemiz, hem Yozgat’ımız kazansın, dünyanın en sıcak insanları olan hemşehrilerimiz tanınsın.   
    Saygılarımla...