YOZGAT Nüfusuna kayıtlı üç ismin de kurucular kurulunda yer aldığı, eski Bakanlardan Ali Babacan tarafından kurulan kısa adı DEVA olan Demokrasi ve Atılım Partisi de siyasi hayatımızdaki yerini resmen aldı. Daha önce de eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan siyasi oluşum, siyasal hayatımızın parçası olmuştu... 
Bu siyasi partiler 'yeni' olmalarına karşın, dünden bir farklarının olduğunu göremedim. Bildik siyasi söylemler üzerine kurulu bir görüntünün verilmiş olması, tabanda da fazla bir heyecan yaratmadı kanaatindeyim. Eski söylemlerle 'yeni' olmanın sorunların çözümü için yeterli olmadığını düşünüyorum...
Yozgat'ta da ciddi yansımalarını gördüğümüz üretim sektörünün giderek daralması, dışa bağımlılığın artması, yatırımcının istihdama yönelik yatırımlar yapmasının önündeki engellerin kaldırılması noktasında neler yapılacak? Nasıl yapılacak? belirsizliğini koruyor. Tarım sektöründe, 'hibrit' adı verilen yıllık tohumlarla yapılan üretimin devamlılığının yarattığı sorunların ortadan kaldırılması için neler yapılacak? Henüz bilmiyoruz...
İktidar partisinden 'dışlanmış' bir görüntü ile kendi partilerini kuran iki ayrı siyasi oluşum olma özelliğini yansıtan havaya hem Davutoğlu hem de Babacan söylemleriyle destek veriyor. 'Evet biz birlikte iken şunları yapmak istedik ama yaptırmadılar!' şeklindeki söylemler, mevcut iktidar partisinden farklı düşündüklerini kanıtlama çabası olarak yansıyor. Kaldı ki, bu söylemler karşısında 'madem istediğinizi yapmanıza izin verilmedi, neden o zaman partiden ayrılmadınız da, dışlanınca ayrıldınız?' sorularını gündeme taşıyor. 
O da kısır bir döngüye dönüşüyor. Ülkenin döngülere değil, çözümlere ihtiyacı var...