Kaşifin Hekmedin Onbaşı eskiden de güçlü ve sırınsı bir tipti. En azından benim gibi 10 gişiyi gelepliyerek düverdi. Ben zayıf, cılız amma aşırı şimarık ve öjbe bir çocuktum. Onbaşı pek kimseye takılmazdı ama takılınca da adamı keslerdi. Bek acımasız düverdi. Yerden aldığı ebatı büyük daş, gaya ne bulursa defalarca adamın şafağına, eyağsine, duşgasına, avurduna nere gelirse vurarak gaddarca düverdi.
Malların akşam yemini verdikten sonra pınarın oluğundan sulamıya götürürdük. Kış gününün ayazlı ve karlı bir akşamıydı. Biriken enerjimizi atacak bir mevsim olmadığı için şimarıklık alanımız oldukça kısıtlıydı. Öküzleri, düveyi ve eşşeği sulamak için pınara getirdim. Onbaşı Paşa’nın peykiye sanıtmış efendi efendi duruyordu. Mallar oluktan su içerken elimde bulunan ucu nodullu meses beni güçlü hissettirdi, aklımca babayiğitleştim. Başbarmak uzunluğunda nodulu vardı. Onbaşının yanına geldim. Selamlaştıktan sonra sesizce malların su içmesini bekliyorduk. Birden ne olduysa bana, mesesi Onbaşının gıdığının altına dayadım. Onbaşı bi saldırı refleksine girdi ya nodulu biraz daha kararlı dayayarak Onbaşıya hain hain sordum..
-Kahamam mı?...
-Kahaman .. hadi bi kahda gorüyüm..
- Yav mesesi dayadık herifin çenesine ama bende büyük bir pişmanlık vardı. Eğer Onbaşı elimden bi kurtulsa beni pestil ederdi. Hem korkuyor, hemde kaçma alanlarına bakarak mesesi dayalı tutuyordum. Epey bi hesap yaptım. Kahsam da kahmasamda bundan bi gağnı zopa yiyeceğim kesindi. Şu papaz toğmunun çenesine başbarmah uzunluğundaki nodulu eyi bi kahıyım aminim dedim.
Onbaşı  iki eli yana açık, sık sık yumruk yapıp açarak kafa geriye iyice kaykılmış, gözleri kin dolu, burnundan çıkan sinirli nefesi soğuğun etkisiyle tren gibi duman çıkararak kurtulma hesapları yapıyordu. Bende ara ara soruyordum.
-Kahamam mı ulan, oğursettiğimin oğlu?...
-Kahaman ..
-Neyi kahamıyom, kaharım aminim.
-Bi gurtulursam seni anırdırım..
-Vazırdama lan.. Kahamam mı?
-Kahaman..
Öküzler oluktan suyunu içmiş bizim çatal kapıdan içeri girmek üzereydi. Düve de evin yolunu tuttu. Amma eşek hala suyunu içmiş oluğun yanında yavaş yavaş hareket ediyordu. Eşşek de eve bi girseydi vallahi kahacağam.. Eğer şimdi kahıp gaçsam eşşeği rehin alır beni gine dutar üfeler..
    Artık eşekte suyunu içmiş ev yolunda son düzlüğe girmişti. Eve girme sırası bana gelmişti artık. Yaklaşık 8-10 dakika kakarlı bir şekilde dayadığım mesesi daha da sert tutarak son kez sordum.
-Kahamam mı?...
-Kahaman ..
-Kahamam mı?...
-Kahaman ..
Var gücümle yiterek hart diye gıdığının altına başbarmak büyüklüğündeki nodullu mesesi kahdıydım, oğlanın çenesinden foşşş diye bir sürü kan fışkırdı. Yüz metreyi 10 saniyenin altında kaçarak eve turbo bi dalış yaptım. Hızla kapıyı kapatıp arkasından zerzeledim. Taşlar kapıya şak, tak, şak tak.. onlarca geliyordu. Yarım saat gapıyı daşladı. Sonunda vazılıyarak evlerine gitti.
Yaklaşık üç ay evden dışarı çıkamamıştım. Her gelen bana ürkünç haberler getiriyordu. Onbaşı seni kesecek, biçecek, asacak, eniliyecek, kesliyecek, üfeliyecek diye. Tir tir titriyordum. 
Geçtiğimiz günlerde Onbaşıyla bir dernek organizasyonunda karşılaştık. Bana diyorki seni görünce çenemim altı kaşınıyo. Hala sancısı var, amma bunu senin yanına bırakmam, vallahi evde bi nodullu deynek yaptım senin için diyor. Hadi gelde uyu.