ABD  Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınacağını açıklamasının ardından, aralarında Türkiye’nin de olduğu çok sayıda ülke Trump’a tepki göstermeye başladı.
    Kudüs, İslam'da özel bir yere ve kudsiyete sahiptir. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa'yı bağrında barındırması ve Resulullah (s.a.s.)'ın isra ve mirac mucizesine şahid olması bu üstünlüğünün sebeplerinin başında gelir. Yüce Allah, Kur'anı Kerim'de şöyle buyurur: "Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir." (İsra, 17/1) Burada dikkat edilirse Mescidi Aksa'dan "çevresini mübarek kıldığımız" şeklinde söz edilmektedir. Mescidi Aksa'nın çevresi ise başta Kudüs sonra diğer Filistin topraklarıdır.
    Tarih kaynaklarından, tefsir kitaplarında yer alan rivayetlerden ve hadislerde verilen bilgilerden Mescidi Aksa'nın ilk şeklinin Hz. Süleyman (a.s.) tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Arapça El Kuds, İbranice Yeruşalayim olarak adlandırılan Kudüs, dünyanın en eski kentlerinden birisidir.
Tarih boyunca, birçok kutsal yapıya ev sahipliği yapmasından dolayı çok sayıda savaşa sahne oldu ve defalarca yıkıldı, yeniden inşa edildi.
    Osmanlı İmparatorluğu Kudüs'ü 1517'den 1917 tarihine kadar kontrolü altında tuttu.
Kudüs, üç semavi din olan İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için kutsal yerleri içinde yer alıyor. Mescid-i Aksa kelimesi “en uzak” anlamındadır. Mescid-i Aksa da Mekke'ye olan uzaklığından dolayı böyle adlandırılmıştır. Yani, “en uzak mescid” demektir. Harem-i Şerif yapılarının içerisinde Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir. Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir.
    Mescid'i Aksa ile Kubbet-üs Sahra karşılıklı olarak aynı avlu içinde yer alırlar. Kubbet-üs Sahra çok görkemli bir kubbeye sahip olduğundan genellikle Mescidi Aksa sanılır. Üstü altın kaplı olan Kubbet-üs Sahra Kudüs'ün her yerinden görülür. Bir dönem Kubbet-üs Sahra'yı ele geçiren Haçlılar, burayı kiliseye çevirmişlerdir. Daha sonra Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra burayı kilise olmaktan çıkararak, cami olarak ziyarete açmıştır. Bugünkü görünümüne ise Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle kavuşturulmuştur. Yüzündeki Çiniler tamamen Osmanlı ürünüdür.
Kudüs Allah tarafından mübarek kılındığı bildirilen bir şehir olmasının yanı sıra peygamberler şehri olması itibariyle de İslam'da ayrı bir yere sahiptir. Çünkü İslam yani tevhid dini Hz. Adem (a.s.)'den buyana bütün peygamberlerin ortak dinidir. Yüce Allah bütün peygamberlerin insanlara aynı gerçeği tebliğ ettikleri konusunda şöyle buyurmaktadır: "Sana söylenen senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir." (Fussilet, 41/43) İslam vahiy dinidir, Kudüs de vahyi sembolize etmektedir.
    Kudüs Hz. İbrahim (a.s.)'in hanif dinini ve vahiy kültürünün temel dinamiği niteliğindeki tevhid inancını temsil eden kutsal bir şehir olduğundan bu şehrin gerçek sahipleri de "iman edenler"dir. Kudüs bir peygamberler şehri ve hanif dinin sembolüdür. Dolayısıyla oranın gerçek sahipleri de peygamberlerin gerçek varisleri ve hanif dinin mensupları olan Müslümanlardır.
    Kudüs ve Filistin davası sadece Filistinlilerin veya Arapların değil bütün Müslümanların davasıdır. Bugün Filistin topraklarında o toprakların bağımsızlığı, Kudüs'ün ve Mescidi Aksa'nın kurtarılması için mücadele eden bir tek kişi olmasa bile Müslümanların yine de bu davaya sahip çıkmaları gerekir. Nitekim Salahuddini Eyyubi, Kudüs'ü ve Mescidi Aksa'yı bu inanç ve şuurla haçlılardan kurtarmıştı. Bazıları Filistin ve Kudüs meselesine bir Arap meselesi olarak bakıyor. Artık bu düşüncenin değişmesi ve "ben Müslümanım" diyen herkesinin o kutsal mekanların bağımsızlığı için sürdürülen mücadeleye destek vermesi gerekir. Kudüs Davası  İslam Dünyasını uyandırmalı ve dünya Müslümanlar'ı Kudüs vesilesi ile bütünleşmeli - birleşmelidir.