IŞİD tarafından yapıldığı söylenen Paris’teki   terör saldırıları, dünya gündeminin birinci sırasına oturdu.
Eylemleri yapanın sözde  Müslüman, ölenlerinde masum ve sıradan insanlar olması, dünyadaki İslam algısının yeniden tartışılmasına neden oldu. 
Bizleri son derece rahatsız etse de,  ne yazık ki dünya kamuoyunda,   Müslüman ve terörist yada İslam ve şiddet kelimeleri birlikte kullanılır oldu. 
Şiddetin, silahın, adam öldürmenin, savaşın, cehaletin İslam coğrafyasında hakim olması başlı başına sorgulanması gereken bir durum. Özünde barış, hoşgörü, adalet, yardımlaşma olması gereken bir dinin nasıl bu hale getirilmeye çalışıldığını sosyal, siyasal, tarihi, dini ve psikolojik açıdan iyi analiz etmek gerekiyor. 
Tekbir getirerek ölüm saçan canilerin karşısında yine tekbir getiren ve silah sıkan sözde Müslüman başka gruplar var. Her iki taraf ta cennete gideceğini umuyor. Her iki taraf ta Müslümanım diyor. Her iki tarafta adam öldürüyor. Bu görüntüler dünyanın her tarafında yayılıyor, izleniyor. 
İtiraf etmek gerekiyor ki Türkiye’yi bir kenara bırakacak olursak Müslüman devletlerin tamamına yakını gelişmiş ülkelerden kopuk hareket ediyor.
Müslümanlar olarak bir özeleştiri zorunluluğumuz olduğu kesin. Ancak bu durum, yaşanan terör eylemlerinde asli sorumluluğun batılı devletlerde olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 
Açık ve net söylemek gerekir ki; Fransa’da öldürülen bir kişinin canının değeri Suriye’de öldürülen insanınkinden fazla değil. Irak’ta öldürülen bir gencin geleceği Paris’te öldürülenden daha değersiz değil. 
Batının, güç savaşlarını ve 3. Dünya savaşı provalarını Müslümanların üzerinden yürütmesi, onların sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. 
Çıkar çatışmalarını kendi ülkelerinden uzakta yürütmekle kendi insanına  zarar gelmeyeceğini düşünen emperyalist devletler,  çok fena yanılıyorlar. Dünyayı ateşe verenlerin yangından kaçınmaları olanaksız. 
Batı eliyle oluşturulan, desteklenen, beslenen grupların yarın nerede, nasıl, ne biçimde ortaya çıkacağını hesaplamak mümkün değil. Bugün Paris’te, dün Ankara’da ortaya çıkan patlamaların yarın nerede yaşanacağını kimse bilemez. 
Müslümanlara ve Müslüman algısına zarar vermeye yönelik politikaların terkedilmemesi halinde birçok batılı masumun da canının yanacağı görülüyor. 
Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve diğerleri… Irak’ta, Suriye’de kazandığınız her çıkarın üzerinde Müslüman çocukların kanı var. Buradan eliniz çekmediğiniz sürece insanlık suçu işlemeye devam edeceksiniz. Demokrasi ve özgürlük kılıfında getirdiğiniz kan, şiddet, ölüm ve zulmün hepimiz farkındayız.  
Bu acımasız ve insanlık dışı tavrınız kısa vadeli çıkarlarınızı kurtarabilir ama uzun vadede bu yangın sizi de yakar.