ASLINDA ne oluyor bu magazin muhabiri gazeteci arkadaşlarımıza..? diye uzun başlık atmak gerekir amma, Güray Soysal ağabeyimin “Ben sana böylemi öğrettim, böyle uzun başlık olur mu?” diyeceği muhakkaktı..! Magazinci deyince, en kralı olarak Ankara’dan, Orhan Gürdil ağabeyi başa yazarım. İstanbul’dan da rahmetli Şemsi Sılkım’ı…
Azar yiyenler, kamerası elinden alınıp, kırılanlar, yumruk yiyenler vs… “Filan, falan yerde sevgilisiyle yemeğe gidecek!” diye birilerine haber uçurtup ardından flaşlar patlayınca “Sizlerden de rahat yok, nerden haber alır, nerden çıkarsınız böyle?” serzenişleriyle poz verenler, yanındaki sevgilisinin! “Çekme kardeşim, yoksa ağzını burnunu kırarım” tehditleri vay ki vay…  Veya gazetecilere pardon magazincilere görünmemek için arka kapıdan kaçanlar! “Ah ayağımı burktum!” haykırışları, açıkçası bu sanatçının! bir taşla iki kuş vurmak taktiğini sezemeyen magazincilere ne demeli? Birinci haber “Falan sevgilisiyle yakalandı!” haberi, ikincisi “Ayağını burktu!” haberi… Eeey magazinci meslektaşım, düşme onların peşine, onlar sizin peşinize düşsün, koymayın haberini ertesi günü arayacaklardır. Burada gerçekten işini yapan gazetecilerden bahsediyorum, yoksa “Bir kare, bin Dolar” diyenlerden değil… Açıkçası kalemini satmayan gazetecidir söz konusu olan…
Spordan vakit buldukça, Orhan Gürdül ağabeyimin yanına gidip, “Abi röportaj yapacağım biri var mı?” diye sorardım. O da “Falana git, ben randevu alıyorum” derdi.
GÜZELSES KARGA SES OLDU
Orhan abi, zamanın en ünlü türkücülerinden birisiyle röportaja gönderdi. Akşam gazinoya gittim. Sanatçıya kendimi tanıttım. Gazinonun arka sıralarından bir yere oturmamı söyledi. Program bitiminde ayaküstü bir konuşma yaptık, ertesi günü haberi yazıp Orhan abiye verdim. Orhan abi sanatçının ilgilenip, ilgilenmediğini sordu. Durumu anlattım. O her zaman ki centilmenliğini muhafaza eden Orhan abi köpürdü. “Sen benim muhabirimi nasıl arka sırada oturtursun” narasıyla, sanatçıya telefon açtı. Ertesi gün ki gazete haberimin başlığını Orhan abi şöyle atmıştı. “Karga sesli” Gazeteyi okuyan güzelsesli sanatçı gazeteye geldi, özür üstüne özür dilemeler, neyse ki Orhan abi yine de nezaketle sanatçıyı uğurladı. Şimdi böyle şefler kaldı mı? Bilemiyorum… Bu arada, sanat piyasasında zirveye çıkmış çok sanatçının ilk haberlerini yapanda Orhan abi olmuştur.
Magazin muhabiriyim diye ortalıkta dolaşanların, birazcık da olsa, geçmiş gazete arşivlerinin taramalarından alacakları dersler vardır. Gazetecilik ayağa düşürülecek meslek değildir.