Bir insanın mutlu olabilmesi için her söyleneni kabul etmesi, vaatte bulunması ya da onaylamasından ziyade “Hayır” sözcüğünü öğrenmesine ve bunu rahatlıkla söyleyebilmesine bağlıdır.
    Çünkü söz, ağızdan çıkana kadar sizindir, ağızdan çıktıktan sonra ise herkesindir.
    AKP ve içinden çıktığını kamuoyunun bildiği Saadet ve işbirliği içerisinde hareket eden BBP gibi “Evet” çiler dışında toplumun genelinden yükselen “Hayır' da Hayır vardır” feryadını önleyebilmek, dolayısı ile koltuğu sağlama alabilmek için başlattıkları seferberlik hareketine her alanda rastlamanın mümkün olduğu günlerden geçiyoruz.
    Hani tabir caizse “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” misali ruh durumu içerisindeyiz…
    7 yıllık hükümetleri içerisinde örtülü ödenekten harcadıkları 225 trilyona sonucu “Evet” çıkarabilmek için birkaç trilyoncuk daha eklemekte zarar görmeyenler, bu toz toprak içerisinde altın yumurtlayan kazlar olarak nitelendirilen elektrik ve doğalgaz dağıtım işlerini haraç mezat elden çıkarıp, üstüne üstlük bunu da toplumun yararına yaptıklarını söylemekte bir beis görmeyince doğrusu riya ve yalanın böylesi… diye düşünmekten kendimi alamadım…
    Bir yandan da satabilecekleri bir kaynak kalmayınca da yani deniz bitip de kara görününce gitme zamanlarının geldiğini düşünüp bir taraftan ülkemizin durumuna üzülüp diğer taraftan da hükümetin demir alma zamanının geldiğini gördükçe de seviniyorum.
    “Evet” cephesini genişletebilmek için her yolu kullanmaya çalışanların yanında hükümete goygoyculuk yapan bir memur sendikasının bastırtıp dağıttığı imsakiyeyi dahi propaganda malzemesi olarak kullanması, başından beridir tıpkı Hıristiyan Demokratlar da olduğu gibi dini siyasete alet edenlerden tutun, iftar çadırlarında plastik tabaklar ile dağıttıkları bir tas çorba ile durumu kendi lehlerine oldukça ufak bir bedelle çevirmek isteyenlere mi yanarsın, yoksa gitme telaşı ile panikleyen “İş değiştirme”, “Boşaltıyoruz, seri sonu fiyatlar bunlar”… gibi pankartlar ile gezen hükümet üyeleri ile yandaşlarına mı yanarsın bilemiyorum…
    Kim ne derse desin, hükümet gemisi karaya oturmuş ve su almaya başlamıştır, sonunda milletin “Hayır” oyları ile tarihin derin sularına gömülecektir gömülmesine ya bu kadar bağırış çağırışın nedeni de olsa olsa bundandır, diye düşünüyor, Türkiye' ye bol hayırlı bir 13 Eylül sabahı diliyorum…