Kurtuluş savaşını kazandığımızı düşünerek 1923’te noktaladığımız savaş, düşman için devam ediyor.
Hürriyetimizi ve bağımsızlığımızı kahramanca, savaş meydanlarında can vererek elde ettiğimiz mücadele meğerse bitmemiş. 
Türklere Sevr’de diz çöktüremeyenler,  amaçlarından vazgeçmemiş.
Savaşın da ahlakı vardır. Bizi savaş yoluyla sömürge ve köle yapamayanlar,  ahlaksızlık, adilik ve kahpelikte sınır tanımadan yeni metotlarla amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. 
Kızılay katliamı bunun son örneği oldu. 
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluşundan beri hazmedemeyen emperyalist güçler, yerli işbirlikçiler bularak canımızı yakıyorlar. 
Dershaneden çıkıp evine giden öğrenciyi, Pazar gezisinden dönen memuru, oğlunun maçını izlemiş olan babayı, genç-yaşlı-çocuk demeden öldürüyorlar. 
Düşman, milli mücadele yıllarında olduğu gibi bugün de içimizden hain bulmakta zorluk çekmiyor. Hem bölücü hem de gerici hainler ihanet yarışındalar. 
Bu hain terör örgütlerinin hepsinin arkasında hem doğulu hem batılı hatta “dost ve müttefik”(!) denilen düşman devletler var. 
Bunlarla mücadeleye devam edeceğiz. 
Tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de tek bir çaremiz var; Millet olarak birlik içinde olmak ve Devletimizi hep güçlü tutmak.
Güçlü Devlet için milli ve ehil kadroların yönetimde ve her zaman uyanık olması gerekiyor. 
Milli birlik için ise uzlaştırıcı, makul, gerginlikten uzak duran siyasilere ihtiyacımız var.
İç ve dış düşmanlar bilsin ki; siz savaşını devam ettiriyorsanız bizde savunmamızı sürdürüyoruz. 
Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal ve Milli Mücadeleyi veren şehitlerimiz ebediyete intikal etmiş olabilir. 
Ancak temelleri şehit kanları ile atılan ve yıkmak için yedi düvel bir araya gelerek onlarca yıldan beri içten-dıştan uğraştığınız TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR.
Çünkü Milli Mücadele ruhumuz hiçbir zaman ölmez ve ALLAH inanan, adil olan ve haklı olanın yanındadır.