Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı Yönetim Kurulu ve Hukukçular Birliği Başkanı hem şehrimiz Av. Hayrullah Başer kamuoyuna bir çağrıda bulundu. Bu çağrı metninin son bölümünü sizlerle paylaşıyoruz…
                **********
Türkiye, 30-40 yıllık bir mazisi olan, tek adam (imam) itaat kültürüne sahip, imama bağlılığın şia masuniyetine andıran, benmerkezci (pragmatist) dışa kapalı, takiyyeci, mehdi ve Mesih inancına sahip, hedefe varmada her yolu meşru kılan, devleti ele geçirmeyi (siyaseti) hedefleyen, dini görünümlü bir teşkilatla karşı karşıyadır. Bu konu ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir durumdur. Bu husus, son gelişmelerin dışında, özellikle itikadi açıdan uzmanlarca da değerlendirilmelidir.  
Milletin, maddi büyük katılımı, iktidarın sağladığı büyük destekle, ekonomik-sosyal-kültürel bir güce (içerde ve dışarıda) sahip, devlet bünyesinde ve sivil hayatta geniş bir yapılanma kazanmış, yargı-emniyet ve benzeri alanlarda önlenmesi güç, organize olmuş bir oluşum gözükmektedir. Bu yapılanmaya nasıl imkân sağlandı, anlamakta zorluk çekiyoruz.
Son 20 yıl içerisinde, hoşgörü, dinler arası uzlaşma-diyalog gibi sloganlarla, uluslar arası zeminde Yahudi ve Hıristiyanlarla, Siyonist-Evanjalist-Neoconcular gibi sivil kuruluşlarla birlikte çalışmalarıyla, anılan bir oluşum. Yayınlanan belgelerle anlatılıyor. İzahı gerçekten güç.
İktidarla, imkan paylaşmalarında, atamalarda anlaşmazlığa düştükçe, ayrışmanın başlaması, zamanı kollama, devlet kadrolarındaki gücüyle elde ettiği ve dosyaladığı iktidar’ın yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet vs. açıklarını iddia ile seçim öncesi, iktidarla girilen bir medya-kaset-istihbarat dinleme, itibarsızlaştırma savaşı.
Bu savaşta, her türlü aracın insafsızca kullanımı, yargı gücü, medya, polis gücü, istihbarat ( binlerce insanın dinlenmesi, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay, siyasetçi, sanatçı) vb. Dün Muhalif oldukları, tüm siyasi unsurları yanına alarak, İktidar’a ve Başbakan’a yüklenmeleri, iktidarı düşürme, itibarsızlaştırma gayreti
İktidarın da tüm gücüyle, cemaatin içyüzünü ortaya koyma, bitirme kararı gözüküyor.
Anlatılanlara göre bu kavganın sebebinden şunlar anlaşılıyor. 
Cemaatle-iktidarın, devlet’te güç kavgası; bilek güreşi olduğu, cemaatin, yargı, emniyet, vb. devlet gücünü, ahlaki-hukuki ölçü tanımadan kullanma, iktidarın da yürütme ve yasama gücüyle gösterdiği atak, bunu gösteriyor. İktidar ve cemaatle uzun süredir dirsek teması olan, adını ettiğimiz batılı güçlerin yaptıkları: Devasa uluslararası güce(aktöre) dönüşen cemaat hizaya çekmek ve budama planı olduğu.
İçerde, bölgede ve uluslar arası zeminde, durmadan sempati kazanan, temsil kabiliyeti artan, ortaya koyduğu projelerle, ekonomik, sanayi ve teknolojik alandaki atılımlarıyla, o kontrol edilemez hale gelen Ak Parti iktidarının içerde ve dışarıda İTİBARSIZLAŞTIRMA planı ve projesi olduğu,
Cemaat’inde bu projenin uygulanmasında kullanılan, bir vasıta ve alet olmasıdır.
ÇAĞRIMIZ ŞUDUR:Aziz milletlimize,
Osmanlının yıkılış nedenlerinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin (kuruluş felsefesi) yanlış yapılanmasının (Siyasi-sosyal-kültürel-manevi) doğurduğu sonuçları sona erdirmek, ülkemizde, bölgemizde ve dünyamızda huzurun, refahın tesisi ve hakkın hâkimiyeti için:
Düşmanın oyununa gelmeyelim. Nefislerimizin, dernek, vakıf, parti, etnik ve sosyal, kültürel ayrılıklarımızın hesabını bir tarafa bırakalım, düşmanın değirmenine su taşımayalım.
Birbirimize, yarın yüzümüze bakamayacağımız dil kullanmayalım, söz konuşmayalım.
Devlet ve toplum hayatımızdaki, yolsuzluk ve haksızlıklara prim vermeyelim, yanlışlıkları hukuk zemininde çözelim.
Şu anlattıklarımızla, gelişmeler üzerinde düşünerek, akıl ve vicdan terazimizde tartarak, geleceğimiz, evlatlarımız, neslimizin geleceğinin vebali ve sorumluluğunun bilincinde olarak, dedikoduları aşarak seçimlerde kararımızı verelim. İrademizi ortaya koyalım. Bundan sonra da sağduyu sahibi bir vatandaş, ıstırap duyan bir millet evladı, sorumluluğunun bilincinde bir mümin, medeni bir insan olarak ve aklıselim’le düşünerek,
Vahiy ve Risaletin ışığında,  Tarihi ve kültürel değerlerin rehberliğinde,  Bilim’in verileri ve bilimsel metotlar istikametinde, birlikte, kardeşçe, istişareye, adalete, ehliyete dayalı, hoş görü, barış, hürriyet ikliminde, kimseyi ötekileştirmeden, horlamadan, karizmalar oluşturmadan, yeni bir medeniyet İdealinde buluşalım.
  İnsanlığın, milletimizi, Müslümanların kaderi, ülkemizde ve coğrafyamızdaki, sulh ve barışın temini, adaletin tesisi, maddi-manevi, teknolojik, bilimsel gelişmenin teminatı buna bağlıdır.  Hayrullah BAŞER/ Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı/ Yönetim Kurulu Başkanı