Isırgan Otu  kökünden başlamak üzere, kökü, yaprakları, tohumları bile şifalı olan bir bitkidir. Eski çağlarda da büyük bir saygınlığa sahipti. Büyük ısırgan otu  çok yıllık ve otsu bir bitkidir, boyu bazen 1 m'yi geçer, yapraklar koyu yesil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Küçük ısırgan otu, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür.Her iki türün de yaprakları 2-4 cm uzunlukta, oval veya kalp biçimindedir. Taze iken deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Dızlağan ve dikenli ısırgan isimleriyle de bilinir. Türkiye' de  her iki tür de yetişir. Etkinlik açısından her iki bitki türü de eşittir.
    Yapraklar, Nisan-Haziran döneminde saplarından sıyrılarak toplanır, gölge ve havadar bir ortamda kurutulduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır. Tohumlar, Temmuz-Ağustos döneminde toplanır ve gölgede kurutulur. Kökler ise ikbahar veya sonbaharda sökülür, yıkanarak temizlenir ve gölgede kurutulmaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır. Yaprak, tohum ve kökün içerdiği etken maddeler arasında farklılıklar olduğuna göre, kullanım alanlarının farklı olması da doğaldır. Yani, ille de yaprağın tohumdan veya tohumun kökten daha etkili olduğunun düşünülmesi doğru değildir. Önemli olan onları etkili oldukları alanda gereğince ve doğru olarak kullanmayı bilmektir.
    Isırganotu Yaprakları, idrar arttırıcı, ödem çözücü, kan temizleyici, demir eksikliğini giderici, kan yaptırıcı, iltihap giderici, kan dolaşımını ve organizmayı uyarıcı etkileriyle; romatizma ve gut, romatizmal eklem deformasyonu, böbrek ve idrar yolları iltihabı, baş ağrıları, prostat büyümesi,  mide ve bağırsak ülseri, böbrek ve safrakesesi taşları, güçsüzlük, yogunluk ve bitkinlik halleri, kansızlık ve alyuvarlar eksikliği, tüm allerjik rahatsızlıklar (saman nezlesi dahil), egzema, ergenlik sivilceleri ve fistüller için kullanılmaktadır.  Değerli etken maddeleri alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca demlenir (kaynatılmaz). Isırganotu yaprak çayından, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Belirli bir yaştan sonra bedendeki demir miktarı azalmaya başlar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği giderek azalır. İşte bu durumlarda, demir içerikli ısırgan otu ile çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir, dış görünüm olarak da belirgin bir düzelme başlar. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde ve anemi de yardımcı olabilir. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir.