-Mayrigı bedge gişdatsine. (Annesi besleyecek elbette) 
Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya  geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı: 
-Mayrig yerahayin zizdur. (Çocuğa meme ver) 
Aynı dakikalarda Hocalı’nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı  hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top  arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı: 
-Asixn ma/, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek… (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın…) Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere düşmüştü…Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik  çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.
       Ajanslar, katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten  ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik  içinde kıvranıyordu. Türkiye’de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün  olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi. 26 Şubat’ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile  Hankendi’nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366’ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı’ya saldırarak tarihin en vahşî  katliamlarından birini yaptılar.
       Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı. Fakat katliam sonrası Hocalı’ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı’da katliam bölgesini gezen  Fransız gazeteci Jean-Yves Junet’nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu: “Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim, ama Hocalı’daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz” 
       Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti;  Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde  terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart  1996’da Ermenistan Başbakanı oldu. Karabağ’da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan  istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna, ‘Hocalı Katliamı’ başsorumlusu olan azılı terörist Robert  Koçaryan oturdu.
       Hocalı Katliamında hem Ermenistan'ın hem de arkasındaki güç olan Rusya'nın kınanması gerekir Hocalı katliamı insan onuru adına Dünyanın bir  ayıbıdır. 21. yıldan beri bu olayı görmemezlikten gelen hür dünya insanlığından utanmalıdır.  Dünyanın bu yaşanan vahşeti görmeye başlaması lazım.    Ama asıl Dünyanın bu tür safları kullanarak Kafkasya'da var olan nüfusu nasıl erittiğini görmesi  lazım.  Kınamalar güzel bir şey insanların insan olduğunu hatırlaması lazım. 
       Böylesine yaşanan  vahşeti insanlık onuru adına kınarken , şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Hocalı şehitleri unutulmamalıdır. Vahşet kim ve ne adına yapılırsa yapılsın insan olan herkes bu tür vahşetlere “ dur” demelidir  Zalim Rus ve Ermeni çetelerinin  vahşeti tüm dünya insanına anlatılmalı ve insanlık onurunun uyanması sağlanmalıdır.